Hakkımızda Sosyalist Birlik (Marksist)
Bir Sosyalist Aydının Sorularına Yanıt: Ukrayna, Putin, İlhaklar, Lenin'de İttifaklar, Uzlaşmalar
Sosyalist Birlik
Soru: Rusya ile NATO ve Batı Arasındaki Savaşta Rusya'yı Mı Destekliyoruz?
Eleştiride asıl darbeyi ABD ve NATO'ya vurarak Rusya'ya dolaylı bir destek vermiş oluyoruz… Bugünkü savaşın ve dünyadaki bugünkü kargaşanın asıl kaynağı ABD'nin diğer büyük dünya güçlerini çok çeşitli yollarla bastırma ve dünyanın tek hakimi olarak kalma taktiklerinin bir sonucu, ABD diğer büyük güçlerin çıkar ve taleplerini dikkate almıyor. Buna Avrupa'daki büyük güçler de dahil.
Türkiye Hükümetinin Ukrayna Krizindeki Tutumu
Türkiye hükümetinin Ukrayna krizindeki tutumu içerdeki ve dışardaki ABD ve Batı yanlısı siyasi güçler, CHP ve İYİ Parti ve diğer bazı muhalefet partileri ve etki ajanları açısından çok ciddi bir sorun olarak görülüyor. Bazı Avrasyacı Kemalist milliyetçi politik figürler de hükümetin tutumundan rahatsız. Bunların asıl kaygısı Türkiye'deki güçlü Amerikan karşıtı kamuoyunun daha da büyümesi ve İslamcı ve İslamcı olmayan milliyetçiliklerin halk kitleleri içinde güç kazanması.
Böylece Türkiye'de Batılı "demokratik değerlerin" zayıflaması. Halk içinde Rusya ve Çin gibi "diktatörlükle" yönetilen Batı dışı ülkelere ve Şangay İşbirliği Örgütü'ne karşı olumlu bakan düşüncelerin yayılması. Bunu Kılıçdaroğlu ABD ziyaretinde açıkça ifade etti ve savaşı Rusya ile Ukrayna arasında bir savaş olarak ele aldı.
Savaşta ABD ve NATO'nun belirleyici rolünü gizleyerek; "temel hedeflerinin 'demokrasisi gelişmiş olan ülkelerle çok iyi ve sıkı ilişkiler kurmak' olduğunu…" ayrıca "Rusya-Ukrayna savaşında Ukrayna'nın yanında yer almamız gerektiğini düşünüyoruz. Nükleer silaha sahip olan bir ülkenin, nükleer silaha sahip olmayan bir ülkenin topraklarını işgal etmesi, savaş başlatması doğru değil" dedi.[1]
Tabii ki, hükümetin dış politikasında ve Ukrayna krizine karşı tutumunda eleştirilecek birçok yan var. Temsil ettiği sınıf çıkarları gereği ABD ve NATO'ya karşı tutumunda uzlaşma ve teslimiyet çizgisinde ısrar ediyor. Diğer yandan, ülkenin dış politikasında görece daha geniş bir özerklik ve manevra alanı açmak istiyor. Hükümet Ukrayna krizini bu talebinin altını çizmek amacıyla kullandı ve Rusya'ya karşı alınan sert ambargolara tümüyle katılmadı, aksine kısmen katıldı. Birleşmiş Milletler'deki Rusya aleyhine verilen karar tasarılarında, Rusya karşısında tutum aldı. Bu hükümet açısından krizi fırsata çevirme tutumu olarak görülebilir. Buna karşın ABD ve çeşitli Batılı çevreler hükümetin bu tutumundan endişeli ve çeşitli tavizlerle Türkiye ile Batı arasındaki bağları onarma ve iyileştirme çabası içindeler.. Çok yönlü çabalar yürütüyorlar… Hükümet yetkilileri bazı önemli hükümet yanlısı televizyonlarda savaşı asıl uzatanın ve anlaşma masasından uzak duranların ABD ve Ukrayna olduğunu ifade ediyorlar… Her şeye karşın Türkiye'nin bu tutumu NATO ve Barı'dan gelen ağır baskılarla boğuşan Rusya açısından çok değerli.
Engels: Hukuki Bakış Açısı Bizim Bakış Açımız Olamaz
Engels 1877 yılında yazdığı çok değerli bir makalesinde "Hukukçular Sosyalizmi" yaklaşımını çok çeşitli açılardan eleştirdi ve gerçek edimsel pratik ile hukuk arasındaki ilişkileri tartıştı. Hukukun soyut yaklaşımla ele alınmasına karşı çıktı.[2]
Biz Birleşmiş Milletler çerçevesinde uluslararası hukukun genel ilkelerini savunuyoruz, ilhaklara karşı çıkıyoruz, anlaşmazlıkların barışçı müzakerelerle diplomatik yollarla çözülmesini savunuyoruz. Fakat bu genel ilkeler her somut durumda karmaşık ve çetrefilli sorunları ve anlaşmazlıkları çözmeye yetmiyor, daha somut bir analiz yapmak gerekiyor.
Suriye, Kıbrıs, Filistin, Kosova gibi dünyanın birçok bölgesinde çok daha fazla çözülmemiş ilhak sorunları var… Küba'nın Ukrayna Krizi konusunda yazdığı bildiri için Sosyalist Birlik sitesine bakılabilir. (Buradan ulaşabilirsiniz.)
Tüm bunlara işaret ederek, bunları söyleyerek bir başka şekilde Rusya'nın dünya çapındaki mücadelede oynadığı olumlu rolü, sınıf bilinçli işçilere anlatmış oluyoruz. Aşağıda bunu açıklayacağım.
Rusya'ya Karşı Tutum
Putin milliyetçi muhafazakar bir partinin lideri, Lenin ve Sovyetleri eleştirmesi garip karşılanmamalı, pratikte neler yaptığına bakmak lazım, ideolojik mücadele ile siyasi mücadeleyi gelişigüzel harmanlayamayız.
Putin'in partisi içerde bir yandan Rusya Federasyonu Komünist Parti'ye karşı komplolar kuruyor ve onu bastırmaya çalışıyor, diğer bir yandan ona belirli bir alan açıyor.
Bence Rusya hükümetinin dünyadaki konumunu değerlendirirken tüm dünya komünistleri açısından en önemli olan Sosyalist ülkelerle ve sosyalist Küba ve Latin Amerika'daki ilerici sosyalizm yanlısı ülkelerle stratejik bir işbirliği içinde olması, onların çıkarlarına olan açılımlar ve destekler yapması. Amerikan emperyalizmini ve kısmen de dünya kapitalizmine güçlükler çıkarması zor duruma sokması ve ABD'nin hegemonyacılığına karşı -kendi çıkarlarını gözeterek- direniş göstermesi. Batı ülkelerinde ekonomik kriz ve siyasi krizi görmeliyiz. Bu kriz durumu sosyalist ve komünist partiler için güçlü propaganda olanakları yaratıyor. Eğer Rusya sadece kendi çıkarlarını gözetiyor olsaydı, bu yetersiz ve zayıf bir tutum olurdu, fakat Rusya bizim çıkarlarımıza olan önemli şeyler de yapıyor, sosyalist ülkelere ve hegemonyacılığa karşı mücadele eden ülkelere çok çeşitli yollarla destek oluyor.
En önemlisi de 2022 Şubat ayında Çin ve Rusya aralarındaki stratejik işbirliğinin 20.yılını kutladılar ve dünya sorunlarında da tutum belirleyen bir ortak bildirge yayınladılar, bu bildirgede Rusya açıkça "Çin'in İnsanlığın Ortak Kader Topluluğunu İnşa Etme" açılımının önemini kabul etti. Bu Rusya'nın dar büyük devlet milliyetçiliği aşma iradesini gösteriyor. Bu iradenin ne ölçüde pratiğe geçeceğini yakından izlemeliyiz. Bu belge tarihi bir belgedir.
Rusya Federasyonu Komünist Partisi
Bu Parti temel görüşleri ve politik hattı bakımından genel olarak olumlu bir yolda gelişiyor, fakat hiçbir komünist partisi mükemmel değildir… Aslında başka ülkelerin Partilerinin görüş taktiklerini dışardan açıkça yargılamak, onların üzerine bir etiket yapıştırmak, gereksiz gerilimler yaratmak bugünkü dünyanın sosyalist enternasyonalizmi açısından zararlı bir tutum. Bazı açıklayamadığımız görüşleri varsa bu Parti ile samimi diyalog içinde konuşabiliriz. Aslında onlar da bizim kendileri hakkında ne düşündüğümüzü çok merak ediyorlar, görüşlerimizi uygun yollarla onlara iletebiliriz.
Rusya Federasyonu KP geniş işçi ve gençlik kitlelerinin desteğine sahip %19.5 oy alan bir parti ve ana muhalefet partisi. Bugün bu Parti, iktidardaki Parti ile bir ittifak içinde değil, iki parti arasında mücadele ve rekabet sürmeye devam ediyor.. Fakat bu Parti hükümetin savaş siyasetine tümden ve cepheden karşı çıkmıyor, bağımsızlığını koruyarak bir tür dolaylı destek vermiş oluyor.
Diğer sorun: Devrim sürecinde burjuvazinin şu veya bu bölmesiyle küçük burjuvazi dahil çeşitli türden ittifaklar yapılır mı yapılmaz mı?
Lenin'in hiçbir yerde asla burjuvazi ile hiçbir zaman ittifak yapılamaz diye kategorik bir ifade kullandığını görmedik, böyle bir görüşü yok.
Lenin Marksizmin özünün somut koşulların somut analizi olduğunu yazdı. İttifak yaparken veya tavizler verirken uzlaşırken, somut analizler yapmamızı tavsiye etti. Lenin yazılı bir anlaşma yaparak Narodniklere karşı ideolojik mücadele amacıyla (liberal eğilimli) Legal Marksistlerle geçici bir ittifak yaptı. 8 ay onların dergisinde yazılar yazdı. Lenin Rusya'da demokratik devrim döneminde burjuvaziyi üçe böldü: Monarşist burjuvazi (Oktobristler) ve oportünist Liberal burjuvazi (Kadetler); üçüncüsü Trudovikler (Devrimci burjuvazi).[3]
Lenin aynı yazısında bir sınıflandırma yapmış ve şöyle yazmış: "oportünist sosyal-demokratlar (komünistler), burjuva demokratlarının devrimci kanadının önemini unutur ve bu burjuva demokratlarının devrimci olmayan kanadının başarılarına kölece saygı duyar."
Lenin Menşevikleri de liberal burjuvazinin etkisini işçi sınıfı içine yayan bir tür uzantıları olarak gördü. Lenin, Ekim devrimi döneminde karşı devrime karşı Alman emperyalizmi ile uzlaştı ve daha sonra yazdığı bir yazıda "Ekim Devrimi = Rusya proletaryası + Alman emperyalizmi" diye yazdı. (TKP lideri, Rıza Yürükoğlu eserlerinde Lenin Toplu Eserlerinden alıntı…)
İttifak ve işbirliği ilişkileri komünist partisinin kendi bağımsızlığını koruyarak girdiği ilişkilerdir. İttifak (işbirliği) aynı zamanda taraflar arasında belirli bir iç mücadeleyi içerir. 1923 yılında Komünist enternasyonal Çin Komünist Partisine devrimci eğilimler gösteren Milliyetçi Partiye katılma tavsiyesi yaptı, ÇKP bunu tartıştı ve çoğunluk kararı ile Milliyetçi Partinin de izin vermesiyle komünistler tek tek üyeler olarak Milliyetçi Partiye katıldılar ve 1927 yılına kadar önemli ölçüde güç topladılar.
Bu konuda şu makaleye de bakılabilir: "Sol" Komünizm: Bir Çocukluk Hastalığı: Taviz yok mu?
Lenin şöyle yazıyor:
"Tüm durumlara uyacak bir reçete veya genel kural ("Taviz yok!") formüle etmek saçmadır. Kişi kendi aklını kullanmalı ve her bir özel durumda kendi yönünü bulabilmelidir. Aslında, bir partinin ve adına layık parti liderlerinin işlevlerinden biri, belirli bir sınıfın tüm düşünen temsilcilerinin uzun süreli, ısrarlı, çeşitli ve kapsamlı çabalarıyla, karmaşık siyasi sorunların hızlı ve doğru çözümü için… gerekli… siyasi yeteneği edinmektir."
"Daha güçlü olan düşman ancak azami çaba sarf edilerek ve düşmanlar arasındaki en küçük çatlaktan, çeşitli ülkelerin burjuvazileri ve çeşitli ülkelerdeki çeşitli burjuvazi grupları ya da türleri arasındaki çıkar çatışmalarından, geçici, kararsız, istikrarsız, güvenilmez ve koşullu olsa bile kitlesel bir müttefik kazanma fırsatından yararlanarak en kapsamlı, dikkatli, özenli, becerikli ve zorunlu bir şekilde yararlanılarak yenilebilir. Bunu anlamayanlar Marksizmin, genel olarak modern bilimsel sosyalizmin en küçük bir zerresini bile anlamadıklarını ortaya koyarlar. Oldukça uzun bir süre boyunca ve oldukça farklı ve çeşitli siyasi durumlarda bu gerçeği pratikte uygulama becerilerini kanıtlamamış olanlar, tüm emekçi insanlığı sömürücülerden kurtarma mücadelesinde devrimci sınıfa yardım etmeyi henüz öğrenmemişler demektir. Ve bu yaklaşım, proletaryanın siyasi iktidarı kazanmasından önceki ve iktidarı kazandıktan sonraki dönem için de aynı şekilde geçerlidir."[4]
[1] https://haber.sol.org.tr/haber/kilicdaroglu-savasta-ukraynanin-yaninda-yer-almamiz-gerektigini-dusunuyoruz-351525
[2] https://huebunkers.files.wordpress.com/2020/04/engels-lawyers-socialism
[3] https://www.marxists.org/archive/lenin/works/1906/jun/24.htm
[4] https://www.marxists.org/archive/lenin/works/1920/lwc/ch08.htm