Rusya Suriye'deki Kürt Partilerinin Özerk Bölge Talepleri İçin Hangi Öneri ve Destekleri Sundu?

Kaynak: Ortadoğu Politikaları Dergisi, Şangay, Ağustos 2022, Zhichao Tang
Çeviri: Vehbi Önal

6 Ekim 2015 tarihinde Suriye Kürt Demokratik Birlik Partisi (PYD) lideri Salih Müslim, "Suriyeli Kürtlerin Rusya'nın Suriye'de 'İŞİD İslam Devleti'ne karşı yürüttüğü kampanyayı desteklediğini ve Moskova ile iş birliği yapmak istediğini" kamuoyuna açıkladı.

Hemen ardından Rusya, Suriye hükümetinin Suriyeli Kürtlerin özerkliğini kabul etmesi için arabuluculuk yapmaya başladı ve Eylül 2016'da Suriye hükümeti ile "Suriye devleti çerçevesinde Suriyeli Kürtlere özel statü verilmesi" konusunda görüşmelere başladı.

Rus tarafının tuttuğu görüşme kayıtlarında öne sürdüğü temel öneriler şöyle sıralanıyor: "Suriye Kürtlerinin ulusal ve siyasi haklarının Suriye devlet anayasasında tanınması; Cezire, Kobani ve Afrin bölgelerinde Kürtler tarafından kurulan özerk bölgelerin Suriye hükümeti tarafından tanınması ve özerk yönetimlere bu bölgelerdeki çeşitli etnik ve dini grupların çıkarlarını temsil etme yetkisi verilmesi; özerk bölgelerdeki Kürt polis güçlerinin meşru bir yerel-milli silahlı güç olarak tanınması yer alıyor. Ülkenin adı "Suriye Arap Cumhuriyeti" yerine 'Suriye Demokratik Cumhuriyeti' olarak değiştirilecek."

Suriyeli Kürtlerin savaş sonrası Suriye'deki siyasi gelişiminin Rusya tarafından güçlü bir şekilde güvence altına alınmak istendiği açıktır. Rusya, 2017 başındaki Astana konferansında, Suriye anayasa taslağının tartışılması sırasında Kürtler için özerk bir bölge kurulması konusunu tekrar açıkça gündeme getirerek kendisinin Suriyeli Kürtlere verdiği siyasi desteği açıkça gösterdi. 

Astana Süreci'nde Rusya Önerileri̇

4 Mart 2017 tarihinde Cenevre'de gerçekleştirilen Suriye görüşmelerinin yeni bir turunda, Suriyeli hukuk uzmanları ve muhalefet temsilcilerinden oluşan bir komite, Ocak 2017'deki Astana görüşmelerinde Rusya tarafından sunulan Suriye anayasası taslağını değerlendirmeye başladı.

Bu taslakta Kürt meselesine ilişkin iki seçenek söz konusu edilmişti. Birinci seçenek: "Kürt nüfusun yaşadığı bölgelerin Suriye'den bağımsızlığı ve Suriye ile gelecekteki Kürt bölgesi arasındaki sınır çizgisinin tanımlanması, özerk bir Kürt bölgesinin resmen kurulmasıdır. Suriye'den ayrılmış bu özerk Kürt bölgesinin elbette Türkiye ve Irak'ta yaşayan Kürtlerle hiçbir ilişkisi olmayacaktır."

İkinci seçenek ise; "merkezi Suriye hükümetini koruyarak Suriye'yi bir federasyon devletine dönüştürmektir." Bu, Kürtlere kendi dillerini, kültürlerini, ifade özgürlüklerini ve devlet kurumlarını korumaları için özerklik verilmesi anlamına gelecektir. 

Türkiye PKK Çatışması ve PKK'nın Suriye'deki̇ Etkisi̇

PKK, 1984'ten bu yana Türkiye içinde 40.000'den fazla insanın ölümüyle sonuçlanan silahlı bir mücadele başlattı. 1990'lardan sonra Türkiye içindeki PKK güçleri hükümet tarafından tasfiye edildi ve büyük bir kısmı komşu Irak'a sürüldü, ancak yine de ülke dışından Türkiye'ye karşı silahlı saldırılar düzenlemekte ısrar ettiler. Türk hükümeti defalarca sınır ötesi operasyonlar düzenlemesine rağmen PKK'nın kökünü kazıyamadı. PKK, Türkiye'nin güvenliği ve toprak bütünlüğü için büyük bir tehdit haline gelmiş ve Türk hükümeti için büyük bir sorun haline gelmiştir.

Suriye iç savaşının patlak vermesinin ardından Irak'taki PKK militanları, Suriyeli Kürtlerin kendi silahlı güçlerini kurmalarına yardımcı olmak için kalabalık gruplar halinde Suriye'ye girmiştir. Suriyeli Kürtler Kürt Federal Bölge Hükümeti'ni kurduktan sonra, bölge iktidarındaki Kürt Demokratik Birlik Partisi (PYD) kendisini PKK'nın Suriye kolu olarak tanımlamaya devam etti ve Öcalan'ı kendi partisinin en üst düzey lideri olarak ilan etti. Federal Bölge'nin iki eş başkanı Salih Müslim ve Asya Abdullah da PKK merkezinden atanmıştır.

Makalede Geçen Çinli Uzmanın Görüşlerinden Özet Parçalar   

Suriye Kürt Demokratik Birlik Partisi (PYD) ile Kürdistan İşçi Partisi (PKK) arasındaki yakın ilişki, PYD'nin örgütlenmesi ve hedefleri açısından kafa karışıklığına yol açmıştır. Dışarıdan bakanların PKK'nın görüş ve iddialarının Suriye PYD'sinin paylaştığı hedefler olarak görülmesine neden olmuştur. Bu da Türk hükümetinin Suriye'deki Kürt siyasi gelişmelerini ve Kürt silahlı güçlerini kontrol altına alma mücadelesinin temel bir nedenidir.

Suriyeli Kürtler, Suriye muhalefetinin geri kalanıyla daha kolay iş birliği yapabilmenin önünü açabilmek için Suriye hükümetiyle çatışmaktan kaçınmalı ve aynı zamanda Suriye hükümetiyle arasına belirli bir mesafe koymalı ve Suriye'deki muhalfet ile ilişkilerinde Suriye hükümetiyle işbirliği ortağı olarak görünecek davranışlardan da uzak durmalıdır.

Bu amaçla Suriyeli Kürtler, ABD liderliğindeki Batı'dan askeri destek aramaya devam etmeli ve aynı zamanda bölge dışı diğer güçlerin anlayış ve desteğini kazanmak için Rusya ile bağlarını daha da güçlendirmelidir. Ayrıca Suriyeli Kürtler, bir yandan özerklik için mücadele ederken Suriye devletinin egemen birliğinin korunması ilkesine bağlı kalmalı ve Suriye hükümeti ile diğer muhalefet partilerinin anlayışını kazanma konusundaki isteklilik de göstermelidir.

Komşu ülke Türkiye'nin baskısına gelince, Suriyeli Kürtler için şu anda en acil görev, Türkiye ile olan çelişkileri bir an önce azaltmak, PKK ile ilişkileri konusunu netleştirmek ve Türkiye hükümeti ile temas ve müzakereler yoluyla onların anlayışını da kazanmaktır. Suriyeli Kürtler, Türkiye ile çatışmalarını arttıracak olan PKK ile sıkı ilişkilerde ısrar etmeye devam etmek yerine, Türkiye hükümeti ile ilişkileri geliştirmek için çaba göstermelidir. Aslında, PYD ile PKK arasında PYD'nin doğuş sürecinde bazı bağlar olmasına karşın, bence şu anki temel çıkarları aynı değildir. Suriyeli Kürtlerin acilen kendi gelecekleri ve kaderleri ile ilgili sorunu çözmeleri ve "PKK'nın kollarından biri" adını korumak adına kendi siyasi gelişim süreçlerini olumsuz etkilememeleri akıllıca olabilir.

Yorum Bırakınız

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir