Hakkımızda Sosyalist Birlik (Marksist)
Marksizmi Daima Güncelleştirmek ve Marksizmi Yerelleştirmek Üzerine

Vietnam Komünist Partisi Genel Sekreteri Nguyễn Phú Trọng
Marksizmi Güncelleştirmek ve Marksizmi Yerelleştirmek Nedir?
Giriş
Günümüzde dünya büyük bir dönüşüm, biçim değişikliği ve gelişme yaşamaktadır. Bununla eş zamanlı olarak günümüzün başlıca temaları şöyle göze çarpmaktadır: barış ve kalkınma / çok kutupluluğa gidişin bir ileri bir geri zigzaglarla ilerlemesi /ekonomik küreselleşmenin geri döndürülemez hale gelişi / bilim ve teknolojinin her geçen gün her geçen saat değişmesi / birçok farklı ideolojik düşünce eğiliminin bir arada bulunması ve ülkeler arasında toplam ulusal etki güçleri düzleminde rekabetin artması ve daha da keskinleşmesi…. . Zamanımızın bu oldukça sarsıntılı akışını dikkate alarak uluslararası gelişmeler alanında geniş bir vizyon sahibi olabilmek ve kapsamlı bir stratejik düşünceye ve bakış açısına sahip olmak çok önemlidir olacaktır. Bu karmaşık ve değişken durumda çeşitli içsel yasaları bulunan süreç ve olguların araştırılması ve kavranmasında soğuk kanlı bir yaklaşım geliştirerek, Marksizmi güncelleştirme gibi büyük bir sorunu doğru bir biçimde ele alabiliriz.
Gao Fang
Marks ve Engels Klasik Alman Felsefesinin eleştirisi; Klasik İngiliz ekonomi Politiği; İngiliz ve Fransız Ütopik sosyalizminin eleştirisi süreci içinde, tarihsel materyalizmi ve artık değer teorisini keşfettiler ve bu temelde Bilimsel sosyalizmi yarattılar. Haziran 1847de Marks Ve Engels'in kılavuzluğu ve yardımlarıyla İlk komünist Partisi olan Komünist Lig kuruldu ve Marksizm bu örgütün yönlendirici ideolojisi olarak kabul edildi. .
Marksizmin Canlılığı zaman ve uzamı aşan karakterdedir. Marksizm 19. yüzyılda doğmuş olmasına karşın; 19. Yüzyılda duraklamamış ve 21. yüzyıla uzanmıştır. Marksizm Avrupa'da doğmuş olmasına karşın; Avrupa ile özdeş ve özgü kalmamış bütün dünyaya yayılmıştır. Ne; onun düşmanlarının aşağılamaları ve saldırıları ne de onu kavrayamayanların kuşkuları ve sansürleri ne de onun doktriner yorumcularının onu bozma çabalarının; onun gelişmesini durduramadığını veya onun gelişme temposunu durdurma olasılığının başarısız olduğu görülmektedir. 160 yıl boyunca başka hiç bir teorinin böylesi canlı bir gelişme dinamiği gösterememiş ve tarihin ileriye doğru ivmesini geliştirmede bu denli derinlemesine etkide veya önemli rol almamıştır. Bugünkü durumun Marks ve Engels zamanına kıyasla bugünkü dünya durumu dramatik bir değişiklik göstermesine karşın; tarihin genel gelişme seyri önde gelen Marksist düşünürlerin eserlerinde ortaya koydukları fikirlerin ötesine geçmemiştir
Marksizmin Değeri nerede yatmaktadır? Kanımca bu onun zamana uyum sağlaması ve onun her ülkenin somut pratiği ile entegre olması nedeniyledir. Lenin bir yazısında açıkça şunu ifade ediyordu; sadece ve sadece "ilk olarak çeşitli "çağların" temel ayırt edici çizgilerini göz önünde bulundurarak ve bunu her ülkenin somut pratiği ile entegre ederek (tek tek ülkelerin tarihinin tekil parçalarını değil); taktiklerimizi doğru bir biçimde geliştirebiliriz; ancak verili bir çağın temel karakteristiklerini temel almak kaydıyla bir veya diğer bir ülkenin özgün spesifik karakteristiklerini anlayabiliriz "Ve bu temelde güncel koşullara denk düşen bazı görevler belirleyebiliriz. [1]
I. Marksizmi Güncelleştirme Kavramı
Marksizmi incelerken "problem" duyarlıklı bir yöntem izlemeliyiz. Genel olarak "problem" kavramını beş kademe veya düzeyde ele alabiliriz. Hayati problem;/ büyük problem; /önemli problem;/ genel bir problem /veya küçük bir problem, Marksizmin incelenmesinde hayati problem çağ problemidir çünkü Marksizm çağımızın sürecini ilerletir ve buna mukabil; aynı zamanda Marksizmin kendisi de çağın gelişmesi ile – pratiğin ve bilimin gelişmesi ile – sürekli olarak ilerlemektedir.
Sürekli gelişen bir teori olarak; Marksizmde her bir tarihsel sıçrama zamanın derin damgasını taşır. Marksizm'de her bir teorik sıçrama Marks ve Engels gibi Marksistlerin; çağın karakteristiklerini inceleme temelinde; yaratıcı bir biçimde; araştırmayı ileriye doğru itmeleri sonucu olmaktadır.
Zamanın nabzını tam bir şekilde tutmaları ve zamanın gelişme trendi üzerine derin bir öngörü ile; Marksizmde her bir tarihsel sıçrama zaman ayak uydurma karakterini yansıtır. Tam da Engelsin işaret ettiği gibi; "Her bir çağda; dolayısıyla bizim çağımızda da; teorik düşünce tarihsel bir üründür; bu farklı zamanlarda çok farklı biçimler kazanır ve bununla birlikte çok farklı içeriklere sahip olur." [2]
Lenin de aynı konuda "Devrimci zamanlarda; genel olarak yaşamın akışında olduğu gibi nesnel durum da aynı hız ve şiddetle değişir. Ve biz de taktiklerimizi ve acil görevlerimizi verili herbir duruma uyarlamayı sağlamak zorundayız." diyordu. [3]
Günümüzde dünya büyük bir dönüşüm, biçim değişikliği ve gelişme yaşamaktadır. Bununla eş zamanlı olarak günümüzün başlıca temaları şöyle göze çarpmaktadır: barış ve kalkınma / çok kutupluluğa gidişin bir ileri bir geri zigzaglarla ilerlemesi /ekonomik küreselleşmenin geri döndürülemez hale gelişi / bilim ve teknolojinin her geçen gün her geçen saat değişmesi / birçok farklı ideolojik düşünce eğiliminin bir arada bulunması ve ülkeler arasında toplam ulusal etki güçleri düzleminde rekabetin artması ve daha da keskinleşmesi…. . Zamanımızın bu oldukça sarsıntılı akışını dikkate alarak uluslararası gelişmeler alanında geniş bir vizyon sahibi olabilmek ve kapsamlı bir stratejik düşünceye ve bakış açısına sahip olmak çok önemlidir olacaktır. Bu karmaşık ve değişken durumda çeşitli içsel yasaları bulunan süreç ve olguların araştırılması ve kavranmasında soğuk kanlı bir yaklaşım geliştirerek, Marksizmi güncelleştirme gibi büyük bir sorunu doğru bir biçimde ele alabiliriz.
Aslında, Marksizmi güncelleştirmek demek; onun geliştiği veya geliştirildiği anlamına gelir. Çünkü teori; insan tarihinin belirli bir aşamasındaki kavrayış anlamına gelir ve onun gelişmesi ekonominin bilimin ve teknolojinin kültürün gelişmesi, vb. ile kısıtlanır. Öyle ki; Tarihi; zamanı ve mekanı aşan büyük bir teori ve düşünce yoktur. Hangi teori olursa olsun onun tarihsel sınırlılıkları bulunur. Dolayısıyla o teorinin izleyicilerinin güncel sorunları açıklaması olanaksızdır. Mart 1895 te; ölümüne çok uzak olmayan bir dönemde Engels "Marx'ın Fransa'da Sınıf Mücadelelerine Önsöz: 1848 den 1850 'ye "adlı bir önemli makale yazdı; bu makalede Engels 50 yıllık komünist akımın pratiğini ve "ortak karakteristiklerini "özetle değerlendiriyor ve. Açıksözlü olarak şöyle yazıyordu "Tarih de bizim yanlış olduğumuzu kanıtladı; o zamandaki bakış açımızın bir yanılsama-illüzyon olduğunu açığa çıkardı. Tarih hatta daha fazlasını da bize gösterdi; Sadece o gün sahip olduğumuz hatalı kavramları geçersiz hale getirmekle kalmadı; aynı zamanda tarih proletaryanın içinde mücadele edeceği koşulları tamamen dönüşüme uğrattı;1848 deki mücadele tarzı bugün için her açıdan geride kalmıştır ve işte özellikle bu dönüşümü bugünkü koşullarda daha yakından incelemememiz gerekmektedir. " [4] (ÇN: Mücadele tarzını vurguluyor )
Engels şunu da ilave ediyordu; "Tarih bizim ve – bizim gibi düşünen herkesin- yanlışlığımızı kanıtladı. Tarih; Kıta Avrupası'nda (ÇN: Normalde İngiltere dışta kalmaktadır) ekonomik gelişmenin; kapitalist üretim tarzının tasfiyesini mümkün kılacak olgunluk düzeyinden uzun bir uzaklıkta bulunduğunu açıkça ortaya koydu; 1848 den bu yana Kıta Avrupası'nı kaplayarak süren ekonomik devrimle bunu kanıtladı; bunu büyük sanayiin Fransa Avusturya Macaristan Polonya ve yakın günlerde Rusya'da kök salmasına neden olması ile kanıtladı; ve bu arada Almanya'yı olumlu anlamda birinci sınıf bir sanayi ülkesi halini getirerek – bütün bunlar kapitalist temel üzerinde gerçekleşti – dolayısıyla 1848 yılından bakıldığında; kapitalizmin hala büyük bir gelişme potansiyeline sahip olması söz konusuydu." Ve şunu da etkili bir ifade ile yazdı "Bu gerçek o gün için -1848'de- ve ondan sonrası için sadece sürpriz bir saldırı ile sosyal dönüşüm davasını kazanmamızın ne kadar imkansız olduğunu gösterdi." Bu ifadelerin anlamı; Marks ve Engelsin dahi zamanlarında her şeyi çok açık koyamadıklarını ortaya koyuyor; bu anlamda uzak bir gelecekteki sorunlar için de aynı şeyi düşünebiliriz.
ÇKP'nin kurucularından biri olan Mao Zedung genellikle şunu vurguluyordu; "Marx; hayatta iken; gelecekte ortaya çıkabilecek bütün problemleri görememişti; dolayısıyla bütün bu problemleri çözememişti. Rusya'daki problemler sadece Lenin tarafından çözülebilir aynı şekilde Çin deki problemler sadece Çin halkı tarafından çözülebilir." [5]
Deng Xiaoping de bir keresinde etkileyici bir ifade ile "Marx'ın ölümünden bir yüzyıl veya birkaç yüzyıl sonra ortaya çıkacak sorulara hazır cevaplar sunmasını bekleyemeyiz. Lenin'den de ölümünden 50 veya yüzyıl sonraki sonra ortaya çıkan sorulara cevap isteyemeyiz. Gerçek bir Marksist-Leninist; güncel durum ışığında Marksizm-Leninizmi kavramalı ona bağlı kalmalı ve onu geliştirmelidir." [6]
Marks bizzat kendisi bir "akademisyen" idi; ve o asla iktidara gelmemişti; dolayısıyla o yönetme problemlerine yoğunlaşmadı. Akademisyen önermelerini teorik olarak kurgular. "Eksiksiz-Mükemmel bakış açısı "tam akademik bakış açısıdır. Marks dan farklı olan Lenin 1917 de Rusya'daki devrime önderlik etti ve iktidar düzeyine ulaştı dolayısıyla o devlet inşası sorunu üzerine daha fazla yoğun düşündü. Dolayısıyla zamana ayak uydurmak için; dünya politikasında; ekonomisinde, kültür bilim ve teknoloji alanında Komünist Partisi manifestosunun yayınlanmasından bu yana sadece 160 yıl gibi kısa bir sure içinde dahi gelişebilen büyük değişiklikleri dikkate almalı; halkın ve parti üyelerinin yaşam koşullarında meydana gelen ve sosyal çevrelerinde meydana gelen büyük değişiklikleri dikkate almalıyız. Bu değişikliklerin ortaya çıkardığı zorlu meyden okumaları ve yeni sorunları tam olarak hesaba katmalıyız. Bunun nedeni uygulamanın derinleşmesinin ülkenin talebine bağlı olmasıdır. Marksizmin uygulanması ve geliştirilmesi her ülkenin somut pratiği üzerinde olabilir. Dolayısıyla Marksizmin teorik formu ve gerçekleşme formu farklı ülkelerin güncel koşullarına göre farklılaşmalıdır; ve ülkelerin devlet yapılarında meydana gelen değişikliklere göre değişecektir. Sadece ve sadece, dünyayı ve ülkeleri; sürekli bir biçimde Marksizme dayanarak inceleyerek pratik deneyim biriktirebilir, Marksizmin güncelleşmesini teşvik edebilir ve böylece diğer deyişle Marksizmi pratik içinde geliştirip zenginleştirebiliriz.
II: Marksizmin Yerelleşmesi Kavramı
Marksizmin canlılığı ve değer kazanması her ülkenin somut pratiği ile birleştirilmesinde ortaya çıkar, bu Marksizmin yerelleşmesi kavramıdır. Yerelleşme kavramı esas olarak iki yanlı bir anlam içerir; birincisi doğduğu yer anlamında; ikincisi Sömürgeci ülkelerle ilgili olarak yerli ülkeyi anlatması anlamında ( Sömürge ülkeler değil). Lenin bu konuyu ilk kez kapsamlı bir şekilde ortaya koyan Marksist liderdir, Lenin "Sol" Komünizm Bir Çocukluk Hastalığı adlı önemli broşüründe bu soruna büyük bir yer vermiştir.
Marksizmin yerelleşmesi kavramı, farklı ülkelerin tipik karakteristikleri çerçevesinde – Marksizmin her bir ülkedeki somut pratik ile birleştirilmesi yoluyla – şekillenen Marksizmi ifade eder. Sonal değerlendirmede Marksizmin yerelleşmesi, teori ile pratiğin etkileşimi süreci içinde ortaya çıkan sorunları çözümlemektir. Marx'ın ardından bu adı alan Marksizm gelişmiş ve ucu açık bir bilimsel sistemdir.
Ancak Marksizmin değeri bir ülkenin onu özümsemesi (absorbe etmesi) ve zaman içinde geliştirmesi ile ortaya çıkabilir. Marksizmin yerelleşmesi; her bir ülkede ve her bir tarihsel aşamada; -somut uluslararası çevresi ve zamanın veya çağın karakteristikleri arka planı içinde- Marksizmin temel akidelerinden veya evrensel doğrularının ülkenin pratiği ile birleştirilmesidir.
Marksizmin yerelleşmesi, Marksizmin temel akidelerinin veya evrensel doğrularının; her bir ülkenin yenilenme; inşa; reform ve gelişme pratiği ile birleştirilmesidir. Tam da Deng Xiaoping in belirttiği gibi; Sadece ve sadece; her bir ülkenin gerçekleri ile birleştirilerek yeni ilkeler ortaya formüle etmek; gerçek Marksizm olabilir; "Biz daima dünyanın her bir köşesinde bulunan Komünist partilerin kendi ülkelerindeki koşulların gerçekleri ışığında Marksizmi ileriye götürmelerine ve geliştirmelerine inandık. Eğer gerçekleri dikkate almazsak, Marksizmden söz etmek anlamsız olacaktır. " Burada Deng Xiaoping gerçekten çok önemli bir yaklaşımı savunmuştu.
Yerelleşme Kavramı
Bu kavram esas olarak dört yön içermektedir;
1-Yerelleştirme çabası öncelikle Marksizmin ruhuna ve özüne sahip çıkmalıdır. Diğer deyişle Marksist duruşa, bakış açısına ve Marksizmin yöntemine sahip olmalıdır. Her bir ülkenin niteliklerini ve stilini taşımalı; komünist partisini; işçi sınıfını ve bütün ülkelerin halklarını silahlandırabilmek için onu görüldüğünde ve duyulduğunda hoş karşılanan bir biçime kavuşturmalıdır. Sadece ve sadece bu yolla nihai olarak Marksizm o ülkede filizlenir fide verir ve meyveler verebilir.
2- İkinci önemli yön; önde gelen bazı Marksistlerin somut koşullar içinde ortaya attıkları tezleridir; bunlar belirli bir başka ülkenin güncel koşulları ile uyuşmadıkları için mekanik bir biçimde kopya edilmemelidir. Bunun yerine; mücadele sürecinde ortaya çıkan yeni çapraşıklıkları ve problemleri çözebilmek için yeni teoriler yaratmalı, yeni bakış açıları ortaya atmalı; ve ülkenin güncel koşulları ve gerçeklerine uygun olarak yeni yöntemler uygulamaya çalışmalıyız. Devrimin ve sosyalizmin inşası sürecini geliştirmek için Marksizmin sistemine yeni yeni teoriler katmalıyız.
3-Yerelleşme, zamanı geçmiş tezleri veya başlangıç tezlerini veya ilkelerini Marksizmin özünü kaybetmemek koşuluyla terk edebilme cesareti gösterebilmeliyiz. Zamana ayak uydurarak ve yeni gerçeklerle birleşen; zamana uygun düşen yeni teoriler yaratmalıyız.
4-Yerelleşme kavramı aynı zamanda Marksizmin her bir ülkenin koşulları ile birleşme sürecinde somut hale geldiğini anlatmaktadır.
Marksizm dünya tarihi ve günümüzün çağdaş toplumu üzerine nesnel ve bilimsel incelemeler yapan bir teorik sistemdir. Marksizm gelişme halindedir. Ancak Marksizm günümüzde iki problemle karşı karşıya bulunmaktadır: birincisi dogmacılar tarafından dogmalaştırılmaktadır; ikincisi sözde Marksistler tarafından tahrip edilmektedir. Mao Zedung bir keresinde "dogmatizm reddedilmelidir; çünkü o tarla toprağına yararı bakımından köpek dışkısından dahi daha değersizdir. Bunun nedeni Marksizmin gelişme halinde bir şey olmasıdır; onun her bir parçasının doğuş ve yükseliş aşaması; düzenlilik aşaması ve inişe geçiş aşaması ve zamanının geçmiş olduğu bir aşaması bulunur."[7]
Dolayısıyla Yerelleşme sürecinde iki eğilime dikkat etmeliyiz; Birincisi; doğruları olgulardan çıkarmak meselesi ikincisi ise öznelciliktir. Birincisini savunmalı ikincisine ise karşı çıkmalı ve önlemeliyiz.
Kanımca; "Marksizmin yerelleşmesi bilimi "başlıklı bir disiplin inşa edebiliriz ve bunun içeriği aşağıdaki altı yönü içermelidir.
1-Önde gelen Marksist yazarları ve onların eserlerini kavramak ve doğru ele almak.
2-Zamanımızın içinde ortaya çıkan problemleri kavramak ve onlarla baş etmeye ve çözümler bulmaya uğraşmak.
3- Bütün ülkelerin somut koşulları içinde ortaya çıkan problemleri kavramak ve onlarla uğraşmak.
4- Teorinin gerçeklik ile birleştirilmesi sürecinde ortaya çıkan iki eğilimi ve iki tutumu; kavramak ve onlarla baş etmeyi öğrenmek; Bu iki tutum; öznelcilik ve doğruyu olgulardan çıkarmak. (Öznelcilik iki tipi içerir: dogmatism ve dar-deneycilik)
5- Öznelciliği fethetme yöntemi: düşünceyi özgürleştirme, doğruyu olgularda aramak ve zamanın gidişine ayak uydurmak.
"Marksizmin yerelleşmesi "veya "yerelleşmiş Marksizm" terimlendirmesinin kavranması ve bu terimlendirme ile ilgili derinleşme sorunu, diğer bir deyişle Marksizmin "kaynağı "ile "dalları (branşları) arasındaki ilişki sorununun derinleştirilmesi.
III. Marksizmin Çin'de Yerelleştirilmesi Tecrübesinde Bulunduğumuz Yer
Stalin bir keresinde çarpıcı bir fikir ortaya atmıştı "Devrimci pratik olmaksızın teori boştur; öte yandan; devrimci teorinin kılavuzluğunda olmayan pratik ise kördür." [8]
Ancak Stalin "Marksizmin Çinlileştirilmesi fikrine "itiraz eden ilk kişiydi. Bu Çinlilieştirme ifadesi tam 14 Ekim 1938 de Anti-Japon savaş döneminde; Mao Zedung'un, -Yeni-demokratik devrim sürecinde- "ulusal savaşta ÇKP'nin tutumu "başlıklı bir yazısında geçiyordu. Stalin bu terimlendirmeye itiraz edince ÇKP ve Mao Zedung bu ifadeyi değiştirerek yayımlanma metninde "Marksizmin Çinlileştirilmesi "yerine "Marksizmi Çin'de somut hale getirmek "ifadesini kullanmaya karar verdi.
"Marksizmin Çinlileştirilmesi "önermesi Avrupa'dan süzdürdüğümüz- somurttuğumuz Marksizmi Çin'in gerçeklerine tam olarak uygulamak anlamına geliyordu; diğer deyişle onu Çinlileştirmekti. Olgular Mao Zedung'un ortaya attığı bu önermenin tamamen doğru olduğunu kanıtlamıştır. Bu önermenin uzantısı ise; "Marksizmi yerelleştirmek, Marksizmi her bir ülkenin gerçeklerine uygulamak ve ona ulusal bir biçim kazandırmak" da Marksizmin evrensel doğrusu haline gelecektir; nerede ve ne zaman olursa olsun bu da doğru olacaktır. Bu bakışa karşılık Stalin'in kavramı – onun; "Marksizmin Çinlileştirilmesine "karşı yaklaşımı dar milliyetçi bir anlam içermektedir çünkü; "Marksizmi Çin'de somut hale getirmek "terimlendirmesi proletarya enternasyonalizmi bakış açısına uygundur. Stalin daima Marx ve Engels'in teorilerinin geliştirilemeyeceği fakat somutlaştırılacağı fikrinde ısrar eden bir yaklaşıma sahipti.
Lenin, Mao Zedong ve Deng Xiaoping her üçü de Marksizmi zamanın koşulları ve ülkelerindeki pratik ile birleştirmede yüksek bir duyarlılık göstermişlerdi. Deng Xiaoping bir keresinde "En nihayetinde sormak gerekir; sosyalizm nedir? Sovyetler birliği o kadar uzun bir zamandan bu yana sosyalizmi inşa ediyor ve hala onun ne olduğuna dair kafası oldukça açık sayılmaz. Belki; Lenin Yeni Ekonomik Politikayı (NEP) uygulamaya soktuğunda bu iyi bir fikirdi. Fakat zaman ilerledikçe ve değiştikçe Sovyet modeli kemikleşti-donuklaştı." [9]
Deng Xiaoping bu sonuca nasıl ulaşmıştı?
Hepimizin bildiği gibi; bir fikir oluşturma sürecinde tereddütler; çatışkılar ve sallantılardan kaçınılamaz. Bir "düşünür olarak" Lenin, Rusya'nın geri ekonomisi, geri politik medeniyeti ve kültürü ile sosyalist topluma doğrudan doğruya değil de, ancak ve ancak dolambaçlı bir yoldan ve dalgalar halinde ilerleyen bir yoldan geçebileceğini kavradı. Öte yandan da; Lenin bir "devrimci olarak" sosyalist topluma doğrudan geçme umudunu da taşıyordu. 1918 den 1920 ye kadar süren "Savaş Komünizmi Politikası" dönemi içerisinde onun bu devrimci fikirleri güçlenmişti; 1921 yılının bahar aylarından itibaren ise Rusya Lenin'in önderliğinde tarihsel bir tercih yaparak Yeni Ekonomik Politikayı uygulamaya karar verdi.
Lenin Rusya'da sosyalist topluma "doğrudan geçme" kavramını reddetmiş ve "dolaylı yoldan" geçiş fikrini ilk kez Ekim 1921'de savunmuştu. Lenin'in az gelişmiş doğu ülkelerinde sosyalizmin inşası sürecine ilişkin düşünsel arayışında iniş çıkışlar olmasına karşın; onun arayışını iki noktada özetleyebiliriz:
1- Sadece gelişmiş batı ülkeleri sosyalist devrimden sonra doğrudan sosyalist topluma geçeceklerdir; az gelişmiş doğu ülkeleri sosyalist topluma "dolaylı yoldan" dolambaçlı yollardan; dalgalar halinde ilerleyen bir yoldan ilerleyeceklerdir.
2-Dolambaçlı yol kavramı üç yön içerir; ekonomik inşa sürecinin kilit noktası meta ekonomisini geliştirmektir /Politik inşa sürecinin kilit noktası demokrasiyi kurmaktır/üçüncüsü ideolojik ve kültürel inşa sürecinin kilit noktası ise kültür devrimini teşvik etmektir
Bu üç yönü geliştirmede merkezi yön ise ekonomik gelişmeyi merkezi görev olarak belirlemek ve üretici güçleri geliştirmek ve özgürleştirmek için elden gelen her şeyi yapmaktır. Lenin'in yukarda özetlediğimiz bu iki yaklaşımı günümüzün sosyalist inşa çalışmalarına kapsamlı bir biçimde ışık tutmuştur.
Mao Zedong orijinal düşüncesi ve yaratıcı tarzı ile tarihsel bir dev idi. O; ısrarlı bir biçimde Marksizm-Leninizmi kavramak ve aşmak gerektiğini savunuyordu. İşte bu "aşma ruhu "ve yaratıcılık sayesinde; o başarılı bir biçimde büyük bir doğulu yarı-sömürge yarı –feodal ülkede proletarya devrimi ve sosyalizmin inşası tarihsel sorununu çözümleyebildi. O bu yaklaşımla ekonominin ve kültürün oldukça geri olduğu Çin'de sosyalist bir modernleşmenin ortaya çıkabileceği yolu ortaya çıkarmak için mücadele etti.
1949'da ÇHC'nin kuruluşunun hemen ardından Mao Zedung bir keresinde "halkın demokratik diktatörlüğü altındaki yeni demokratik toplumun" geliştirilmesi süreci içinde sosyalist topluma girilebileceğini (ÇN: Cümlede belki anlamı var ) belirtmişti. Bu önermedeki kavramın kendisi dahi dikkat çekici ve yaratıcı idi. Ancak ÇHC'nin ilk erken döneminde; Çin "Rusya tipi yoldan" ayrılamadı ve "Çekinceler koymaksızın Rusya ile birlikte aynı tarafta "yer almaktan başka şansı yoktu. Temel olarak Çin sosyalist gelişmesinde Rusya'yı model olarak aldı. 1956 da Rusya'daki ekonomisi; politik sistemi; ideolojik ve kültürel yaşamı yüksek düzeyde merkezileşmiş olan sosyalist sistemi ciddi bir biçimde eleştiriye tabi tutulunca (ÇN: Kruşçev Kastediliyor ); Mao Zedung ve diğer Marksistler; tarihsel deneyimler ve Rusya'dan çıkarılan dersler ışığında yeni bir sürece evrildiler.
Bu dönüm noktasının ifadesi olarak Mao Zedung'un "On Büyük ilişki üzerine "adlı makalesinde ortaya çıkan fikirler üretildi ve halk içindeki çelişkilerin doğru ele alınması üzerine yeni fikirler oluşturuldu. İşte bu dönüm noktası Çin in gerçeklerinden hareket eden Çin e Özgü Karakteristiklerde Sosyalizmin İnşası arayışının asıl başlangıcını oluşturdu. Ne yazık ki,1957 sonlarından itibaren; karmaşık bir iç ve uluslararası koşullar altında Çinli Komünistler Parti çalışmasının odak noktasını sınıf mücadelesine kaydırdılar. Bunun sonucunda sosyalist gelişme yolu üzerine arayış süreci normal bir şekilde ilerleyemedi.
1957'den itibaren bu yoğun arayış süreci ileri ve geri sendelemeler zigzaglar ve ödenen ağır bedellerle ilerledi.
1978 den itibaren Deng Xiaoping, büyük bir teorik ve politik cesaret göstererek, bu arayış çabası içinde ağır sorumluluklar altına girdi. Sosyalizm Nedir? ve Sosyalizm Nasıl inşa edilebilir? sorularına ve Çin gibi bir doğulu ülkede sosyalizmi pekiştirme ve geliştirme sorularına yeni yanıtlar üretme çabasını devam ettirdi. Ve uzun bir sure boyunca süren arayışın sonucu olan "Çine Özgü Sosyalizmi İnşa Etmek" şeklindeki temel önermeyi ve sloganı ortaya attı. Bu 1956 dan sonraki ikinci önemli dönüm noktası idi. Bu slogan ile açık bir biçimde Komünist Partisinin ve ülkemizin tarihsel görevi ve mücadelenin yönü ortaya konulmuş oluyordu. Deng Xiaoping bu birkaç güçlü sözcükle, günümüzün çağdaş Çinin bağlandığı büyük davayı bu terimlerle özetlemiş oluyordu.
Deng XiaoPing Eylül 1982 de 12. parti Kongresinin açılış konuşmasının yaparken bu fikri şöyle ifade ediyordu : "Modernleşme sürecini yürütürken Çinin gerçeklerinden yola çıkmalıyız. Hem devrimde hem inşa çabalarımızda dış ülkelerden öğrenmeli ve onların tecrübelerinden esinlenmeliyiz. Fakat dış deneyleri mekanik bir biçimde uygulamak ve dış modelleri kopya etmek bizi hiç bir yere götürmeyecektir. Bu açıdan birçok ders almış bulunuyoruz. Marksizmin evrensel doğrularını Çinin somut gerçekleri ile birleştirmeli; kendimize özgü bir yol oluşturmalı ve Çine özgü Karakteristiklerde bir sosyalizm inşa etmeliyiz; Uzun tarihi sürecimizi gözden geçirdikten sonra vardığımız temel sonuç budur." [10]
Deng Xiaoping Mayıs 1989'da da şu fikri de ortaya attı; "Her bir ülke sosyalizmi kendi koşullarına uygun olarak inşa etmelidir. Sabit modeller yoktur ve olamaz." [11] Çünkü "ülkeler birbirlerinden birçok açıdan farklılıklar gösterirler; mesela; ekonomik temelleri; tarihleri; doğal çevreleri ve komşu ülkeleri farklıdır. Diğer ülkelerin deneylerini inceleyebiliriz fakat asla onları kopya edemeyiz." [12]
"Rusların izlediği yolu izlemek" fikrinden; daha sonra "Kendimize ait olan yolu izlemek "fikrine geçiş süreci, Komünist Partisinin kavrayışını derinleştirdiğine; evrensellikten, özgünlüğe doğru ilerlemeye işaret ediyordu. Ve Marksizmi Çin in sosyalist İnşa pratiği süreci ile birleştirmede; gelişkin bir kavrayış ile yola girilmesinin yeni bir başlangıç noktası böylece ortaya çıkmış oldu. Daha sonraki arayış süreci içinde teorik araştırmalar ve pratik deneyler sonucunda Çinli Komünistler başlangıçtaki formülasyonu; "Çine Özgü Sosyalizm" terimi olarak daha kısaltarak, standart bir formülasyon olarak ifade etmeye başladılar. Kanımca bu arayış kesinlikle Marksizmin bahçesinde ve dünya komünist akımı içinde olağanüstü bir yer edinecektir.
Dolayısıyla, sonuç olarak, sadece ve sadece Marksizm ve Bilimsel Sosyalizm, daha tam olarak Çin'e Özgü Karateristiklerde Sosyalizm Çin'i kurtarabilir, Çin'i geliştirebilir ve Çin'e kılavuz olabilir.
Bu yazı Fransa'da 2007 yılında yapılan bir uluslararası Marksizm akademik konferansında tebliğ olarak sunulmuştur.

Vietnam Komünist Partisi Genel Sekreteri Nguyễn Phú Trọng
DİPNOTLAR
1 Vladimir Lenin. Collected Works (the Chinese version, the second edition), vol. 26, Beijing: People's Publishing House, 1995.
2 Karl Marx and Frederick Engels. Collected Works (the Chinese version), vol. 4, p. 284, Beijing: People's Publishing House, 1995.
3 Vladimir Lenin. Collected Works (the Chinese version), vol. 29, p. 44, Beijing: People's Publishing House, 1985.
4 Karl Marx and Frederick Engels. Collected Works (the Chinese version, the second edition), vol. 4, Beijing: People's Publishing House, 1995.
5 Mao Zedong. Collected Works (the Chinese version), vol. 8, p. 5, Beijing: People's Publishing House, 1999.
6 Deng Xiaoping. Collected Works (the Chinese version), vol. 3, p. 291, Beijing: People's Publishing House, 1993.
7 Yu Guangyuan. "The Explanation and Criticism of 'My Theory on the Four Kind of Consumer Goods"(Chinese version), p. 3, Socialist Market Economic Forum in China, 2004. 3.
8 Joseph Stalin. Collected Works (Chinese Version), p. 199-200, the People's Publishing House, 1979.
9 Deng Xiaoping. Collected Works (the Chinese version), vol. 3, p. 139, Beijing: People's Publishing House, 1993.
10 Deng Xiaoping. Collected Works (the Chinese version), vol. 3, p. 2-3, Beijing: People's Publishing House, 1993.
11 Deng Xiaoping. Collected Works (the Chinese version), vol. 3, p. 292, Beijing: People's Publishing House, 1993.
12 Deng Xiaoping. Collected Works (the Chinese version), vol. 3, p. 263, Beijing: People's Publishing House, 1993.