Kürtlerin Kökeni

Kürt Milliyetçiliğinin Doğuşu, Yükselişi ve Kürt Sorununun Ortaya Çıkışı yazı dizisinin ilk yazısı Kürtlerin Kökeni. Bu yazıda Kürt halkının tarihini ve üzerine yazılanları irdeliyoruz.

Bir yandan Osmanlı İmparatorluğu'nun 19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarını kapsayan dönem içinde1 çökmesi, diğer yandan Birinci Dünya Savaşı (1914-1918), dünya çapında dramatik değişikliklere yol açmış ve Asya, Afrika ve Latin Amerika'da önemli bir ulusal hareketler dalgasının yükselmesine sebep olmuştur. Bu dalga içinde, Orta Doğu'da gelişen ulusal hareketler özel bir öneme sahiptir.

Kürt milliyetçiliği, hemen hemen Arap, Türk milliyetçiliği, İran milliyetçiliğiyle ve İsrail milliyetçiliği olan Siyonizm ile aynı zamanda belirmiştir. Fakat, Batı Avrupa'daki sömürgeci büyük güçlerin, Kürt ulusal hareketinin taleplerine sırt dönmesi ve ilgisizliği yanında, Türkiye, Arap ülkeleri ve İran'daki belli başlı üç ulusun talaplerine çözüm arayan Türk, Arap ve İran milliyetçiliğinin oldukça güçlü bir gelişme göstermesi, o günlerde Kürtlerin bağımsız bir devlet kurma hayallerini hüsrana uğratmıştır.

Bu anlamda Kürt milliyetçilği, Birinci Dünya Savaşı ertesinde, bu gelişmelerle bağlantılı bir biçimde ortaya çıkmıştır. Bilindiği gibi Kürtler, Orta Doğu'da yaşayan beş ana etnik-ulusal topluluk arasında bağımsız bir devlete sahip olmayan tek ulustur. Kürtler, Birinci Dünya Savaşı'ndan bu yana ulusal haklarını elde etmek, kendi kaderlerini kendileri tayin etmek ve Kürt ulusunun birliğini sağlamak için mücadele yürütmektedirler. Günümüz dünyasına baktığımızda, Kürt meselesinin dünya çapında pek çok ülkenin ilgisini çeken bir sorun olarak öne çıktığını görebiliyoruz. Bu anlamda Kürt meselesi, ilgili dört ülkeyi de yakından ilgilendiriyor. Kürtlerin demokratik talepleri, eğer bölge ülkeleri tarafından birlikte ve koordineli bir şekilde ele alınmadığı takdirde, bölge dışı müdahalelerin etkisiyle Orta Doğu'nun güvenliğini ve istikrarını ciddi anlamda tehdit edecek kadar önemli bir sorun haline gelmiş bulunmaktadır.

Kürtlerin Kökenleri ve Kürdistan Coğrafyası:

Kürtlerin kökeni üzerine araştırmalar uzun bir zamandır sonuca kavuşturulamamış bir muamma olarak dikkati çekmektedir. Bu konuda değişik görüşler bulunmakta ve ortak bir kanaate varılamamaktadır. Bu muğlaklığın nedeni elde yeterince kanıtlanabilir tarihsel verilerin bulunmaması ve Kürt milli kültürünün tarih boyunca ilişkide bulunmuş olduğu komşu halkların kültürel ve etnik-milli öğelerinden önemli miktarda unsuru içermesidir. Aşağıda Kürtlerin kökenine ilişkin dört görüşü ele alacağız:

Kürtlerin atalarının Medler olduğunu iddia eden görüş:

Bugün Kürtler genellikle atalarının, Orta Doğu'nun kadim halklarından biri olan Medler olarak tanımlamak eğilimindedir. Bazı uzmanlar, iki halkın dillindeki benzerliklere dayanarak bu görüşü desteklemiştir. Sovyetler Birliği'nden Doğu kültürleri araştırmacısı Vladimir Minorsky (1877-1966) bazı belgelere dayanarak "tarih, dil ve edebiyat" açısından kadim Medler ile bugünkü Kürtler arasında "dil coğrafyası ortaklığının" bulunduğunu göstermiştir. Ancak, pek çok bilim adamı bu görüşe katılmamıştır. Örneğin, Garnik Asatrian, Kürtlerin gen yapıları bakımından Med halkı ile herhangi bir akrabalığının bulunmadığını ileri sürmüştür. Ünlü Kürt dili uzmanlarından David Neil MacKenzie de günümüz Kürtçe'sinin Farsça'ya daha yakın bir dil olduğunu, öte yandan Medlerin kullandığı dil ile arasında büyük fark olduğu fikrini ileri sürmüştür.

Kürtlerin atalarının Karduklar olduğunu iddia eden görüş:

F. H. Weissbach ve bazı İran uzmanları, MÖ 4. yy.dan itibaren Mezopotamya'da etkin olan Kardukların, Kürtlerin ataları olduğu ve "Kürt" adının da büyük bir ihtimâlle "Karduk" kelimesinden türediğini öne sürmüştür. Karduya (Yunanca) Mezopotamya'nın kuzeyinde, günümüzde Türkiye'nin güneydoğusu ile Irak'ın kuzeyi arasında kalan antik bir bölge. Bu bölge Ermenistan Krallığı'nın güneybatısında yaşamış olan halkın adını almıştır.

1991'de yayınlanan Encyclopaedia Britannica'ya göre Karduya, Botan isminin eski adıdır. Arap ve Süryani kaynaklarında Van Gölü'nün güneyi Beth Qardu olarak geçmektedir. Burası Fırat nehri ile Cudi Dağı arasında uzanan bir bölgedir.

Kürtlerin atalarının Karyalılar olduğunu iddia eden görüş:

Etkili Sovyet araştırmacılardan olan Muhammet Dandamayev (1928 doğumlu ve halen hayatta olan antik İran tarihi uzmanı) Kürtlerin atalarının Karyalılar olduğunu iddia etmiştir. Perslerin bir kolu olan Karyalılar Zagros Dağları'nda geniş bir bölgeye yayılmıştır. Bir başka teze göre, Zagros Dağları ve Aşağı Zap Nehri'nin kıyılarında yasayan ve bugünkü Kürtlerin atalarından biri olan Gutiler, MÖ 2700 yıllarında müstakil bir devlet kurar, Mezopotamya ve çevresindeki verimli topraklara yerleşirler. Mezopotamya'nın kuzeyindeki Akad topraklarını MÖ 2649 yıllarında işgal edip tam iki yüzyıla yakın, Sümer ve Akadları yöneten Gutiler, MÖ 2400 yıllarında Lololarla birleşerek güçlü bir devlet kurar ve büyük bir medeniyet geliştirirler. Fakat Akatlara karşı tekrar yenik düşen Gutiler  eski vatanları olan Zagros Dağları'na çekilmek zorunda kalırlar, ancak MÖ 2700'lü yılların Asur İmparatoru 1. Salmanasar ile bir savaşa giren Guotiler bu savaşta tarihi bir başarı göstermişlerdi.

Kürtlerin çeşitli kadim etnik toplulukların bir karışımı olduğu görüşü:

Ünlü Kürt tarihi ve kültürü araştırmacılarından M.R. İzadi, Kürtlerin, Medlerin ortaya çıkmasından çok daha önce var olduklarına ve bugünkü Kürtlerin aslında bölgedeki farklı etnik toplulukların bir karışımı olduğunu öne sürmüş ve sadece dilbilimsel bakış açısıyla yapılan çözümlemelere itiraz etmiştir.

Bugünkü Kürtler ile onların ataları olduğu iddia edilen halklar arasındaki yakınlık, eski Romalılarla bunların saf akrabaları olmadıkları bilinen bugünkü İtalyanlar arasındaki bağ gibidir. İzadi ayrıca, Kürt etnik kültürünün en az altı farklı kültürün genlerini taşıdığını ileri sürmüştür. Bu kültürler, 8000 sene önce ortaya çıkmış olan Halaf kültürü, Obeyd kültürü, Hurri kültürü, Aryan kültürü, Sami kültürü ve Türk kültürüdür. Bu görüş, pek çok uzman tarafından desteklenmektedir. İslam Ansiklopedisi, Kürtlerin farklı etnik grupların karmaşık bir bileşimi olduğunu belirtmektedir. Britanya Ansiklopedisi, Kürtlerin atalarının, çok eskiden Kürdistan'da yaşamış Gutiler, Hititler, Kasiler, Mitanniler, Mannailer, Muşkular, Zilalar, Haldiler, Medler ve Adiabeneler olduğunu belirtmektedir. Ünlü Hollandalı araştırmacı Martin van Bruinessen, Kürtlerin kökeninin heterojen olduğunu ileri sürmekle beraber, geride kalan binlerce yıl içinde Kürdistan'da yaşayan birçok halkın birer millet ya da ortak bir dil konuşan topluluklar olmak bakımından hemen hemen tamamıyla yok olduğunu ve Kürdistan'daki aşiretlerin türdeş olmadıklarını ileri sürmüştür. Çin Ticari Yayınevi tarafından 1982 senesinde yayımlanan Uluslararası İlişkiler Sözlüğü, Kürtlerin kadim Med kavminden (Medler'den) sonra ortaya çıktığını ve ayrıca İranlı kavimlerin de Kürdistan'a sızdığını belirmektedir. Biz kendimizi ikinci görüşe daha yakın görmekteyiz.

Kürtlerin ataları ile ilgili çeşitli kaynaklardan bilgiler:

Halaf Kültürü: Kuzey Mezopotamya'nın Çanak Çömlekli Neolitik Çağ'ında, (Halaf Höyüğü) Tell Halaf'da kesintisiz olarak gelişen bir tarihöncesi kültürdür. Tell Halaf yerleşimi, MÖ 6000 civarı ile MÖ 5400 arasında Halaf Dönemi olarak adlandırılan bir dönem boyunca gelişmiştir. Halaf Kültürü'nü yine aynı bölgede Obeyd Kültürü izlemiştir. Halaf Kültürü adını, günümüzde Türkiye-Suriye sınırının hemen güneyinde yer alan ve Erken Kalkolitik Çağ'a tarihlenen Tell Halaf yerleşiminden almaktadır. Halaf Kültürü'nün Samarra ve Hassuna kültürlerinden kaynaklanmadığı ama onlardan etkilendiği görüşü hakimdir."2

Ubeyd Kültürü: Güney Mezopotamya'da MÖ 5900-4300 tarihleri arasında var olmuş bir yerel ve tarihöncesi kültürdür. Güney Mezopotamya'nın en eski yerleşimi olarak Çanak Çömlekli Neolitik Çağ'dan Kalkolitik Çağ'a uzanan ve Uruk Dönemi başlarına kadar süren bir kültürdür. Ubeyd Kültürü ilk olarak, bir Sümer yerleşmesi olan Ur yakınlarındaki Tell el Ubaid Höyüğü'nde incelenmiş, kültüre bu yerleşmenin adı verilmiştir.3 Kültürün yayılma alanı esas olarak Güney Mezopotamya'dır. Ancak oldukça geniş bir alanda yayılma göstermiştir. Doğu, Güneydoğu Anadolu, Urmiye Gölü civarı ve Batı Azerbaycan gibi geniş bir arazide Ubeyd çanak çömleği bulunmuştur. Kültürün tüm ayrıntıları Eridu kentinde açığa çıkarılmıştır. Ayrıca Hacı Muhammet, Te'l ul Savvan ve Tell Aveyli gibi birçok yerleşimde bu kültüre ilişkin bulgular elde edilmiştir.4

Hurri Kültürü: Hurriler MÖ 3. binyıldan itibaren Doğu Anadolu Bölgesi'nde tarım ve hayvancılığa dayalı bir geçim ekonomisine bağlı olarak yaşamış bir devlettir. Kuruluş yeri, batıda Fırat, doğuda Bitlis, kuzeyde Malatya, güneyde Yusayni, kısacası bugünkü Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yaşamışlardır. 1400-1700 yılları arasında güçlü oldukları bilinmektedir. MÖ 1100 tarihinde Asur Devletinin eyaleti olmuşlardır. Önemli yerleşim merkezleri: Halaf höyüğü (Tel Halaf) ve Açana höyüğü'dür (Tel Açana). Mitanni sanatı Anadolu'da hüküm sürer. Hitit, Mezopotamya, Asur ve Sümer medeniyetleri etkisinde kalmıştır. 5 6

Aryan Kültürü: Arkeoloji, tarih ve kültür alanlarında yapılan araştırmalar sonucunda dünyada ilk uygarlık ürünlerinin ana merkezinin ARYAN olduğu, bu bölgenin Anadolu'nun doğu yarısı, Kuzey Mezopotamya ve Batı İran'ın Zagros dağlık alanlarını kapsadığı belirtilmektedir. Strabon, Zabrowski ve Homel gibi bilginler Hazar Denizi ile Dicle arasındaki dağlık alan toplumlarını ortak özelliği olan; Medler, Haldi (Urartular), Lulubiler, Guti(Kuti)ler, Kassit (Kardunya)ler, Hatti(Hitit)ler, Mitaniler, Hurriler, Muşkiler, Elamlar ve Basra körfezine kadar inen Sumerler olduğunu belirterek, Orta Anadolu'dan Hazar denizine, İskenderun körfezinden Basra körfezine kadar olan coğrafyada yaşayan bu toplulukların Aryan olduklarını söylemektedirler."7

Samiler: Hz. Nuh'un oğlu Sam'dan türediğine inanılan ve aralarında dil yakınlığı bulunan çeşitli kavimlerin toplandığı koldur."8

Gutiler: Zağnos dağlarından güneye inerek MÖ 22. yy.'da Mezopotamya'nın bir bölümünde (bugün yaklaşık Luristan) yaşamış halk. Akkad kralı Şarkali-şarri'ye yenilen Gütiler, bu imparatorluğun yıkılmasından sonra (MÖ 2160'a doğru) Mezopotamya'yı paylaşan krallıklardan birini (Gutium'u) kurdular. Mezopotamya'yı yakıp yıkan ve tüm bölgeyi yıldıran bu krallık Uruk kralı Utuhegal'e yenilerek ortadan kalktı (MÖ 2118). Günümüzde böyle bir halk yoktur ama adı Mezopotamya'nın Kuzeydoğusundaki dağlarda yaşamaktadır."9

Hattiler: Orta Anadolu'da Kızılırmak kıvrımı içinde kalan bölgede MÖ üçüncü ve ikibininci yıllarda, Hitilerin gelmesinden önce yaşayan halk.10

Kassiler: eski Bâbil İmparatorluğu'nun çökmesinden sonra Bâbil'de yaklaşık MÖ 1531-1155 yılları arasında hükümrân olan eksi yakın doğu halkıdır.11

Mitanniler: Veya Hanigalbat ya da Hurri, yukarı Mezopotamya'da kurulan bir krallığın (MÖ 16.-12. yy.lar) ve MÖ 16.-14. yy.lar arasında egemenliği altına altığı imparatorluğun adları… hükümdarları Hürri soyluluğuna dayanıyor ve Zağnos'tan Asi'ye, Aras'tan orta Fırat'a kadar uzanan çok sayıda uyruk krallık üzerinde hüküm sürüyorlardı. Suriyet'de 1430'a doğru) seferleriyle sarsıldı. Bunun üzerine Mitanni Mısır'la bir ittifaka yöneldi ve bu ittifak Firavun Tutmosis IV (öl. 1403) döneminde başladı. 1365'e doğru Hitit Şuppiluliuma Mitanni tahtında iddiası olan Artatama adlı birini destekleyerek Mitanni kralı Tuşratta'yı ağır bir yenilgiye uğrattı ve kral öldürüldü (1360'a doğru). Ardından tahta çıkan Artalama Asura krallığının egemenliği altına girdiği için Tuşratta'nın oğlu Mattiwaza'nın Mitanni kralı olmasına yardım etti. Bir ara biri Hititlere bağlı öteki Asur'a bağlı iki Mitanni krallığı, sonra Mezopotamya'nın batısında kalan bir tek Mitanni devleti oldu ve sonunda o da Asur Salmanasar (1275-1245) tarafından ilhak edildi."12

Mannailer: Manalar ya da Mannalar'ın adına ilk önce MÖ 9. yy.da Asur kralı II. Salmanasar'ın (MÖ 858-824) son olarak da MÖ 7. yy.da yazılmış kaynaklarda rastlanmaktadır.13

Muşkular ya da Muşkiler: "Muşkiler, Frigyalıların bir kolu olduğu sanılan eski halk. Ege göçleriyle Anadolu'ya geldiler. Konya ovasının güneyinde Karadağ sırtlarının batı yamacındaki Kızıldağ'da bulunan kaya anıtında bölgeden "Muşki halkının yurdu" olarak söz edilmektedir. Muşkiler Hitit İmparatorluğunun son yıllarında Anadolu'ya yayıldılar. MÖ 11657'e doğru Murat daha sonra da Dicle yöresinde ortaya çıktılar. MÖ 1115'te Asur kralı Tiglatpileser I tarafından yenilgiye uğratıldılar. MÖ 883'te yeniden Asurlular'ın egemenliğine girdiler. Sargon II'nin yıllıklarında MÖ 717-709 arasında Toroslarda oturan Muşkiler'den ve kralları Mita'dan (Phrygria kralı Midas'la aynı kişi olduğu sanılmaktadır) söz edilir; Muşki kralı Mita'nın Asur'a karşı kurulan birliğe katıldığı bildirilir. Yunan kaynaklarında da MÖ 5.-1. yüzyıllar arasında bu halkın Mosklar adıyla Kolkhis'de, Phasis'in güneyindeki tepelerde yaşadığı belirtilmektedir."14

Muşklar ya da Muşkiler: "Muşkiler, … Asur kaynaklarında adı geçen Anadolu'da Demir çağında yaşmış bir halktır. Hitit kayıtlarında adları geçmez. Muşkileri, pek çok yazar Grek kaynaklarında bahsi geçen Mosklar ve Ermeni kaynaklarında adı geçen Meşkiler'e bağlamıştır… Asur kaynaklarında, biri MÖ 12.-9. yüzyıllar arasında Murat ve Fırat nehirlerinin kesiştiği yerde yaşamış ("Doğu Muşkileri"), diğeri MÖ 7.-8. yy. Arasında Kapadokya ve Kilikya'da yaşamış ("Batı Muşkileri") olmak üzere iki ayrı Muşki kavminden bahseder. Asur kaynakları Batı Muşkileri'ni Frigler olarak tanımlarken Grek kaynakları Frigler'le Mosklar'ı birbirinden ayırır…"15

Kürt Nüfusunun Dağılımı

Demografik ve siyasi açıdan karmaşık boyutları olan Kürt nüfusu hakkında doğru ve kesin istatistiki veriler yoktur, şüphesiz bu yalnızca nüfus sayım bilgilerinin yetmezliği ile ilgili değildir. Hükümetlerin açıkladığı resmi veriler sıklıkla kasıtlı bir şekilde Kürt nüfusunun rakamlarını çarpıtmakta ve küçültmekte veya basitçe Kürt nüfus varlığını göz ardı eden davranışlar da görülmektedir. Diğer yandan Kürt kaynaklı veriler de genellikle oldukça abartılı olabilmektedir. Sonuç olarak Kürt nüfusu hakkında doğru ve kesin istatistiki verilere ulaşmak oldukça zorlaşmaktadır. Genellikle birçok araştırmacı Kürt nüfusunun son yüzyılda çok çarpıcı bir şekilde arttığını kabul etmektedir.

Fransız hükûmeti tarafından 1982 yılında yayımlanan Bej Kitap'ta dünyada 3 milyon 12 bin 897 Kürdün yaşadığı belirtilmiştir. Milletler Cemiyeti'ne bağlı Musul Meselesi Heyeti11 tarafından 1925 senesinde yayımlanan veriler 1 milyon 500 bin Türkiye'de, 700 bini İran'da, 500 bini Irak'ta ve 300 bini Suriye'de olmak üzere dünya genelinde toplam 3 milyon 200 bin Kürdün yaşadığını ortaya koymuştur. Bazı Kürt aydınları 1948 senesinde Birleşmiş Milletler'e sundukları bildiride Kürt nüfûsun 8 milyon kişiye ulaştığını belirtmiş ve bağımsız devlet talep etmişlerdir.16

Eski Irak İçişleri Bakanı danışmanı ve Kürtler, Türkler ve Araplar adlı kitabın yazarı C. J. Edmons, 1950 yılında 2 milyonu Türkiye'de, 1 milyon 100 bini İran'da, 900 bini Irak'ta olmak üzere toplam 4-4,5 milyon Kürdün bulunduğunu belirtmiştir. 1952 senesinde yayımlanan Büyük Sovyet Ansiklopedisi, 2-3 milyonu Türkiye'de, 2-2,5 milyonu İran'da, 1 milyon 200 bini Irak'ta, 300 bini Suriye'de, 200 bini Afganistan ve Pakistan'da, 45 bin 866'sı Sovyetler Birliği'nde olmak üzere Kürt nüfûsunun toplamda 7 milyon 200 bin kişiye ulaştığını ifade etmiştir. 1960'larda dünyada 10 milyondan fazla Kürt yaşamaktaydı. Kürt meselesi üzerinde uzmanlaşmış Çek araştırmacılar ise 1965 yılında 4 milyon 600 bini Türkiye'de, 3 milyonu İran'da, 1 milyon 400 bini Irak'ta, 400 bini Suriye'de, 1 milyonu Kürdistan bölgesi dışında (meselâ: 300 bini İran'ın başka bölgelerinde, 200 bini Afganistan'da, 59 bini Sovyetler Birliği'nde ve Bağdat, Şam, İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlerde) yaşayanlarla birlikte toplam 10 milyon 450 bin kişilik bir Kürt nüfusu bulunduğunu iddia etmişlerdir.

Brüksel'deki Kürt Enstitüsü'nün 1988 senesinde yayımladığı Kürdistan Dosyası'nda 10 milyonu Türkiye'de, 6 milyonu İran'da, 3 milyonu Irak'ta ve 800 bini Suriye'de olmak üzere 20 milyonu Kürdistan'da; ve başka bölgeler olarak adlandırılan Avrupa'da 500 bin, Sovyetler Birliği'nde 350 bin, İsrail'de 150 bin, Lübnan'da 100 bin ve İstanbul, Bağdat, Tahran, Şam, Ankara, Halep ve diğer büyük şehirlerde yaklaşık 4 milyon olmak üzere 5 milyonu bulan ve böylece bütün dünyada toplamı 25 milyon kişiye ulaşan bir Kürt nüfusun bulunduğu yazılmıştır.

Kürt meselesi uzmanı David MacDowall, 1987 senesinde Kürtlerin 9 milyon 600 binin Türkiye'de (Türkiye nüfusunun %19'u), 5 milyonunun İran'da (İran nüfusunun %10'u), 3 milyon 900 bininin Irak'ta (Irak nüfusunun %23'ü), 900 binin Suriye'de (Suriye nüfûsunun %8'i) ve 30 binin de Sovyetler Birliği'nde yaşadığını ve toplamının 19 milyon 700  bin kişi civârında olduğunu bildirmiştir. 1991 yılında yayınlanan bir başka yazısında MacDowall, bu rakamı 22 milyon 500 bin kişiye yükseltmiş, bu rakamın da%48'inin Türkiye'de, %24'ünün İran'da, %18'inin Irak'ta ve %4'ünün Suriye'de yaşadığını belirtmiştir.17 Bugün, Kürt nüfusuna dair istatistikler, dünyanın her yerinde farklı sonuçlar vermektedir. Florida Devlet Üniversitesi'nde Kürt araştırmaları uzmanı olan Salah Aziz, Kürtlerin bütün dünyadaki nüfusunun 25 ile 30 milyon arasında olduğu görüşündedir.

 Amerika Birleşik Devletleri Merkezi İstihbarat Teşkilatı (C.I.A.), 2009 senesinde yayınladığı raporda, Türkiye'de 13 milyon 820 bin, İran'da 9 milyon 480 bin ve Irak'ta 3 milyon 860 bin-5 milyon 790 bin olmak üzere toplamda 26,28 milyon kişiye ulaşan bir Kürt nüfusu olduğu tahmininde bulunmuştur. ABD Kongresi'ne bağlı Araştırma Merkezi'nin 2010 yılında kamuoyuna sunduğu bir raporda Kürt nüfusunun 20-25 milyon kişiye ulaştığını yazılmıştır. Kürt Dili Akademisi, Kürt nüfusunun 40 milyon olduğunu öne sürmüştür, ki bu sayı doğruluğu kabul edilemeyecek kadar büyük bir sayıdır.18 Biz bütün dünyada toplam yaklaşık 30 milyon Kürt yaşadığı kanaatindeyiz.

Türkiye, Ortadoğu'da Kürt nüfusunun en yoğun olduğu yer

Dört ülkedeki Kürdistan bölgelerinde yaşayan  Kürtlerin %55 gibi büyük bir kısmı Türkiye Kürdistanı'nda, yaklaşık %20'şeri Irak Kürdistanı ile İran Kürdistanı'nda ve %5'i ise Suriye Kürdistanı'nda yaşamaktadır. Kürtler Türkiye, Irak ve Suriye'de en kalabalık ikinci, İran'da ise Persler ve Azerîler'den sonra en kalabalık üçüncü etnik topluluktur. Kürdistan dışındaki bölgeler de büyük bir Kürt nüfusu barındırmaktadır. Paris Kürt Enstitüsü'nün biraz abartılmış görünen bir tahminine göre, toplam Kürt nüfusunun üçte biri Kürdistan dışında yaşamaktadır. Kürtlerin pek çoğu Orta Doğu'da Türkiye'nin İstanbul, İzmir, Adana ve Mersin; Irak'ın Bağdat, İran'ın Tahran ve Tebriz, Suriye'nin Halep ve Şam gibi büyük şehirlerinde yaşamaktadır. Tek başına üç milyon kişilik Kürt nüfusuyla İstanbul en çok Kürt nüfusuna sahip şehirdir. İran'ın kuzeyinde Horasan'da bir milyon Kürt yaşamaktadır. Bağdat, Şam ve diğer büyük şehirlerde de çok sayıda Kürt yaşamaktadır. Lübnan, Ürdün, Yemen, Kuveyt ve İsrail'in de dahil olduğu Orta Doğu'daki diğer ülkelerde de pek çok Kürt yaşamaktadır. Lübnan'da 80 bin Kürt yaşamaktadır ve bu rakam ülke nüfusunun %1'ine denktir ve büyük kısmı Beyrut'ta yaşamaktadır. Lübnan'daki Dürzî toplumunun önde gelen ailelerinden Canbolatlar'ın atalarının Kürt olduğu, Selahaddin Eyyübi döneminde ve 15. ve 16. yüzyıllarda Suriye'den güney Lübnan'a göç ettikleri iddia edilmektedir. Modern Lübnan siyasi tarihinde Canbolat ailesinden Kemal Canbolat (1917-1977) ve Velid Canbolat (1949- ), iyi tanınmış Lübnanlı politikacılardır ve önderlik ettikleri İlerici Sosyalist Parti Lübnan'daki ana siyasi güçlerden biridir. Öte yandan Kuveyt'te, büyük kısmı Irak'tan gelmiş, yaklaşık 233 bin 500 Kürt yaşamaktadır. İsrail'de 100 bin dolayında Kürt nüfus bulunmaktadır.19

Kafkaslar'da ve Orta Asya'da yüzbinlerce Kürt yaşamaktadır. Bunlardan 150 bini Azerbaycan 34-60 bini Gürcistan (ağırlıkla Tiflis'te yaşarlar ve Yezîdî inancına mensupturlar), 42 bin 139'u Ermenistan,  40 bini Türkmenistan20 ve 200 bini Afganistan'da bulunmaktadır. Kafkasların bir bölümü de "Kürdistan"ın coğrafi alanına dahildir.

Avrupa: En çok Kürt göçmenin yaşadığı yer

Avrupa, en çok Kürt kökenli göçmenin yaşadığı bölgedir. Şu anda, 1 milyonun üzerinde Kürt göçmen, Batı Avrupa'ya yerleşmiş durumdadır. Bu nüfusun 600- 650 bini Almanya'dadır. Avrupa'ya gelen Kürt göçmenlerin %85'i buraya Türkiye'den, geri kalanların büyük bir kısmı ise Irak'tan gelmektedir. Avrupa Komisyonu tarafından yayımlanmış bir raporda, Batı Avrupa'da 1 milyon 300 bin Kürt bulunduğunu belirtilmiştir. Avrupa Kürt Dernekleri Konfederasyonu (KON-KURD), Batı Avrupa'daki Kürt nüfusun 1 milyon 500 bin olduğunu duyurmuştur.

Paris Kürt Enstitüsü'nün verdiği rakam sayı çok daha yüksektir: 800 bin ila 1 milyon arasında Kürt Almanya'da, 200 bin Kürt Hollanda'da, 120-180 bin Kürt Fransa'da; 100-150 bin Kürt, Britanya, İsviçre ve İsveç'te; 80-100 bin Kürt Belçika'da, 50-80 bin Kürt Yunanistan ve Finlandiya'da, 60 bin Kürt Danimarka'da, 50-60 bin Kürt Avusturya'da, 40-60 bin Kürt Norveç'te, 50 bin Kürt İtalya'da yaşamaktadır.

Rusya, Kanada ve ABD'de yaşayan Kürtler

Bunun yanı sıra, Rusya'daki 100 bin civarında bir Kürt nüfusla birlikte, Doğu Avrupa'da da bir miktar Kürt nüfusu bulunmaktadır. ABD'de 15-20 bin, ve 6-7 bin Kanada'da olmak üzere Kuzey Amerika'da yaklaşık 30 bin Kürt yaşamaktadır. ABD'de en fazla Kürt nüfus, Tennessee eyaletinin Nashville kenti ile Kaliforniya'nın San Diego kentinde yaşamaktadır. Bir başka iddiaya göre, ABD'de toplam 100 bin ve Kanada'da ise 50 bin Kürt yaşamaktadır.

Kürdistan – Kürtlerin Anayurdu

Kürtler, "Kürdistan" isimli bölgede yaşamaktadır (Arapçası Kurdistan, Farsçası ise Kordestan olan bu kelimedeki "istan" eki Farsça'da "yer" anlamına gelmektedir). "Kürdistan" kelimesi, "Kürtlerin yaşadığı toprak" anlamına gelmektedir. Encyclopedia Britannica da Kürdistan'ı "geçmişte Kürt halkının ağırlıklı olarak yaşadığı bölge" olarak tanımlar.

Kürdistan'ın sınırlarını tam olarak belirlemek oldukça güçtür ancak haritadaki yeri, kabaca 37-38 derece kuzey paralelleri ile 33-40 derece doğu meridyenleri arasındadır. Kürdistan'ın güney ucu ile kuzey ucu arasındaki mesafe yaklaşık 1000 km'dir. Kuzey ucunda doğudan batıya 750 km, güney ucunda ise doğudan batıya 200 km'lik bir alana yayılmaktadır. Bu alanın sınırları doğuda İran'ın Kirmanşah kentine, güneyde Irak'ın Kerkük şehrine, kuzeyde Ermenistan'ın Erivan kentine, batıda Suriye'nin Halep kentinden Fırat Nehri'nin bugünkü Türkiye sınırları içerisindeki yukarı bölgelerine kadar uzanır. Coğrafi olarak bu alan, Türkiye'nin doğusunu, İran'ın batısını, Irak'ın kuzeyini, Suriye'nin kuzeydoğusunu ve Ermenistan'ın küçük bir kısmını içinde barındıran bir hat çizer. Kürdistan; "sınırları net olarak belirlenemeyen, çok uluslu bir coğrafi bölgedir". Dolayısıyla, Kürdistan bölgesinin sınırları hakkında birçok tartışma vardır.

Bölge ile ilgili olarak aşağıdaki beş görüş ileri sürülmektedir: Birinci görüşe göre, Kürdistan bölgesi 392 bin km² alana yayılmıştır. Bunun 190 bin km²'si Türkiye, 125 bin km²'si İran, 65 bin km²'si Irak ve 12 bin km²'si ise Suriye sınırları içerisindedir (1 ve 2 no.lu şekillere bakınız). İkinci görüşe göre, bu topraklar 409.650 km² olup, 194.400 km²'si Türkiye, 124.950 km²'si İran, 72.000 km²'si Irak, 18.300 km²'si Suriye sınırları içerisindedir. Üçüncü görüşe göre toprakların alanı 518.000 km², dördüncüsüne göre 500 bin km²'dir. Beşinci görüş olarak, Encyclopedia Britannica ise bu bölgeyi sadece 191.660 km² olarak belirtmektedir.

İkinci görüşe yakın olmakla beraber, birinci görüşe ait rakamlar günümüzde en çok kabul gören görüştür. "Kürdistan" adının, Orta Doğu'daki ülkelerin hiçbirisinin resmi haritasında yer almadığını kaydetmeliyiz. İran resmi olarak Kürdistan'ı sadece İran'daki Kürdistan Eyaleti'ni ifade etmek için kullanır. Kürtler, Türkiye'deki Kürt bölgesi için Kuzey Kürdistan, İran'daki için Doğu Kürdistan, Irak'taki için Güney Kürdistan ve Suriye'deki için de Batı Kürdistan ifadesini kullanırlar. Kürdistan'ın çeşitli bölgeleri farklı politik statülere ve içinde bulundukları ülkelere göre farklı idari bölümlere sahiptir. Türkiye, Kürdistan bölgesini tanımamakta, Kürtlerin yaşadığı bölgeyi Güneydoğu Anadolu veya "Doğu Bölgesi" olarak adlandırmaktadır. İran İslam Cumhuriyeti, Kürdistan bölgesini tanımasına ve ülkede Kürdistan isimli bir eyalet olmasına karşın, söz konusu eyalet ülkedeki Kürtlerin yaşadığı bölgenin sadece ufak bir bölümünü kapsıyor. Irak da Kürt bölgesini tanımakta ve ülkede Kürt Özerk Bölgesi bulunmaktadır. Fakat Irak merkezi hükümeti ile Kürt Özerk Yönetimi arasında, özerk bölgenin sınırları ve yetkileri konusunda keskin bir ihtilaf bulunmaktadır.21 Suriye ise, uzun zaman boyunca ülkedeki Kürt bölgesini tanımayan bir diğer ülkeydi.

Kürdistan'ın Ülkelere Dağılımı

Suriye 12.000 km² / İran: 12.500 km² / Irak: 65.000 km² / Türkiye: 190.000 km²22

Kürdistan'da Kürtlerin yanı sıra yaşayan milletler: Arap, Yahudi, Ermeni, Türkmen ve Süryaniler

Kürdistan'da Kürtlerin yanı sıra belirli sayıda Arap, Yahudi, Ermeni, Türkmen ve Süryani23 de yaşamaktadır. Türkiye'de Diyarbakır, Bitlis ve Van; Irak'ta  Erbil, Musul, Kerkük24, İran'da Kirmanşah ve Suriye'de ise Kamışlı, Kürdistan bölgesindeki büyük kentlerdir. Irak, Musul'da ikamet eden Süryanilerin nüfusu yaklaşık 50.000 civarındadır ve Hristiyanlık inancını taşırlar. Bu Süryaniler antik Asurluların soyundan geldiklerini iddia ederler. Fakat, bazı uzmanlar Musul'daki Süryanilerin Türkiye'nin Hakkari bölgesinden göç ettiklerini söylemektedirler. Osmanlı İmparatorluğu döneminde Avrupalılar, bu halkı potansiyel müttefik olarak görmüşlerdir.1870 yılında Hakkari'de 97.000 Kürt yaşamaktaydı. I. Dünya Savaşı'ndaki İtilaf devletleri Süryanileri kıyıma uğratmışlar, İngilizler kalan yaklaşık 20.000 Süryani'yi Irak'ın Kürt bölgesine taşımıştır. Süryaniler Kürtleri, isyan eden Süryanilerin katliamdan geçirilmesinde, Osmanlı Devleti'ne yardım etmekle suçladılar. Irak'taki İngiliz mandası döneminde, İngiltere hükümeti Süryanileri Kürt isyanını bastırmak için bir ordu kurmak adına önemli bir unsur olarak görmüştür. Bu yüzden, Kürtler ve Irak ordusundaki Arap subayları ortak bir biçimde çok sayıda Süryani subaylarını öldürmüş ve Süryani Lejyonu'nun çökmesine neden olmuşlardır. Körfez Savaş'ından sonra, birçok Süryani Avrupa ve Amerika'ya göç etmiştir. Bugün Irak'ta 50.000 Süryani yaşamaktadır. Irak'ın Kürdistan bölgesindeki Süryaniler, Süryani Demokratik Hareketi'ni (SDH) kurmuşladır ve bölgede politik faaliyetlerini sürdürmektedirler.

Dağların ve platoların büyük yer kapladığı Kürdistan coğrafyası, daha az sayıda ovaya ve soğuk bir iklime sahiptir. 1000 ile 1500 metre ortalama yüksekliğe sahip Güney Kürdistan bölgesinde astropikal bir iklim görülür. Sıcak ve kuru yaz aylarında yıllık yağış miktarı 200 mm ile 400 mm aralığındadır. Fakat bu miktar, vadi gibi alçak bölgelerde 700 mm ile 2000 mm'ye kadar yükselir. Hatta zaman zaman bu rakamın 3000 mm'ye kadar çıktığı da görülür.

Bölgede çok sayıda vadi, orman ve nehir vardır. Neredeyse Kürdistan'ın tüm ovalarını barındıran Güney Kürdistan, Irak'ın tahıl ambarlarından biridir. Güney Kürdistan'ın orta bölgesinden kuzeye doğru gidildikçe iklim kurak karasal iklime dönüşür. Oldukça soğuk geçen kış aylarında ortalama sıcaklık 4℃, yıllık ortalama yağış miktarı 300 mm ile 500 mm arasındadır. Dağların bazı yüksek kısımları 7 ay boyunca karla kaplıdır.

Sıcaklık dramatik bir biçimde 80℃ kadar değişebilir. Kuzey Kürdistan'ın bazı bölgelerinde kışın sıcaklık -40℃'ye kadar düşerken, Güney Kürdistan'da yaz aylarında sıcaklık 40℃ ile 45℃'ye kadar ulaşabilir.

Uçsuz bucaksız dağlarla çevrili olan Kürdistan'ın doğusunda kuzey-güney doğrultusunda Zagros Dağları ve kuzeyinde doğu-batı doğrultusunda Toros Dağları bulunmaktadır. Irak-İran sınırı boyunca kuzey-güney yönünde Türkiye'nin güney doğu bölgesinin yakınından Basra Körfezi ile Hürmüz Boğazı'na kadar uzanan Zagros Dağları, 1500 km uzunluğunda ve 300 km genişliğindedir. Bu dağ zincirinin ortalama yüksekliği ise 3.000m'dir. Yüksek kısımları batıda, alçak kısımları ise doğuda yer alır. Zagros Dağ zincirinin İran sınırları içerisindeki en yüksek zirvesi Zard Kuh Dağı (4548m), Irak'ta ise Kuhi Hacı İbrahim Dağı'dır (3549m). Kürdistan'ın en yüksek noktası Türkiye'deki Ağrı Dağı'dır.Bu dağ zincirinin yüksekliği kuzeybatı dan güneydoğuya gittikçe kademeli olarak azalır.

Batıdaki dağlara paralel şekilde dizili olan vadiler ve dağ etekleri, yüksek rakıma ve ılıman bir iklime sahiptirler. Bu sebeple bu yerler İran'ın en çok nüfus barındıran bölgeleridir. Orta ve Güney Türkiye'deki büyük sıradağlar olan Toros Dağları, Anadolu Platosu'nun alt kenarında konumlanmıştır. Antalya'nın kuzeyindeki Eğirdir Gölü'nden Fırat ve Dicle nehirlerine kadar uzanan bu dağ zinciri, ortalama 2000 metre yüksekliktedir. En yüksek noktası ise 3756 metredir. Ayrıca bölgede Elburz Dağları ve Kuzey Anadolu Dağları bulunmaktadır.

Kürt Bölgesi'ndeki en yüksek dağ İran'daki 5771 metre ile Damavand Dağı'dır. Diyala'dan Kerkük'e uzanan Hemrin Dağları, Irak Kürdistanı ile Arap Bölgesi arasında doğal sınır olarak kabul edilir. Büyük Rift Vadisi'nin Türkiye'deki uzantısı olan ve Bingöl yakınlarında Kuzey Anadolu Fay Hattı ile birleşen Doğu Anadolu Fay Hattı, Kuzey Kürdistan'da yer almaktadır ve sıklıkla depremlere neden olan aktif bir yapıdadır. Örneğin, 1939'daki büyük depremde (Erzincan depremi) 30 binden fazla kişi hayatını kaybetmiştir.

Dağlar Kürtlerin Meskenidir

Binlerce yıldır Kürtler, dağları mesken edinmiştir. Bu sebeple Kürtler "dağ insanı" olarak anılırlar. Kürtlerin meşhur bir atasözü vardır: "Kürdün dağlardan başka dostu yoktur." Bu atasözü, Kürtler için dağların önemini gözler önüne seriyor. Cudi Dağı ile Türkiye'nin en yüksek dağı olan Ağrı Dağı'nın (deniz seviyesinden 5156 metre yüksekliktedir), Kürtlerin folklorik efsanelerinde çok önemli yerleri vardır. Tevrat'ın ve Zebun'un (Eski Ahit'in) Yaratılış Bölümü'nde Büyük Tufan'da, Nuh'un Gemisi'nin Ağrı Dağı'nın üstüne yerleştiği belirtilir. Bunların yanı sıra, Cudi Dağı, Kürt efsanelerindeki en önemli dağdır.

Kürt Bölgesindeki Çeşitli Madenler ve Doğal Kaynaklar

Kürt bölgesi, Kürtlerin doğal zenginliği olan su yatakları ve hidrokarbon kaynakları ile bilinen bir bölgedir. Kürdistan, Batı Asya'daki en önemli ve verimli su kaynaklarını içinde barındırır. Yeterli derecede yağış alır ve bölgedeki bazı dağlar yıl boyunca karla kaplıdır. Dahası, sayısız göle ve nehre yataklık eden bölgede Orta Doğu'nun iki önemli nehri yer alır. Bunlar, Fırat ve Dicle nehirleridir. Bu nehirler gibi kaynağı Kürdistan topraklarında olan birçok nehir vardır. Fırat ve Dicle nehirleri, Mezopotamya Uygarlığı gibi dünyanın en eski medeniyetinin oluşmasına olanak sağlamıştır (Mezopotamya kelimesi Antik Yunanca'da "iki nehir arasında kalan bölge" anlamına gelmektedir). Bu nehirler, Araplar ve Kürtler gibi yerel halkları da beslemiştir. Fırat ve Dicle nehirlerinin her ikisi de kaynaklarını Türkiye Kürdistanı'ndan alır. Güneyde Suriye ve Irak topraklarına geçerler, Irak içerisinde birleşerek Basra Körfezi'ne dökülürler.

Dicle ve Fırat

Fırat Nehri yaklaşık olarak 2800 km, Dicle Nehri ise 1900 km uzunluğundadır. Dicle ve Fırat, yukarı, orta ve aşağı olmak üzere üçer kısımdan oluşmaktadır. Yukarı kısım, 1830-3050m yükseklikten doğudaki dağların ve Anadolu Platosu'nun vadileri arasına doğru akar. Orta kısım, Suriye ve Irak'ın kuzey yaylaları arasından, 366m ile deltanın ucunda 52m yükseklikteki bir bölgeden geçer. Aşağı kısımlara gelindiğinde ise bu iki nehir alüvyonal ovalar oluşturmuştur. Fırat ve Dicle nehirleri, Basra'nın 74 km kuzey batısında, El Kurna'da birleşerek Şattülarap havzasını oluştururlar ve sonunda buradan birlikte Basra Körfezi'ne dökülürler.

Öte yandan, Kürdistan topraklarında doğan başka nehirler de vardır: Bunlardan başlıcaları şöyledir. Türkiye'dekiler: Ceyhan Nehri (Türkiye'nin güneyini ortalar ve 509 km uzunluğundadır), Kura Nehri (1515 km); Aras Nehri (aynı zamanda Araks Nehri adını taşıyan ve Türkiye, Ermenistan, İran ve Azerbaycan üzerinden Hazar Denizi'ne dökülen, 1072 km'lik uzunluğuyla Kafkasya'daki en uzun nehirlerden biri). İran'dakiler; Karun Nehri, Beyaz Nehir ve Halil Nehri (390 km); Irak'takiler; Büyük Zap Suyu (Türkiye'nin Van bölgesinden doğar, Türkiye sınırları dışında, Musul bölgesinde, Dicle Nehri ile birleşir, 400 km uzunluğundadır), Küçük Zap Suyu (Irak Kürdistanı'ndaki Zagros Dağları'ndan doğarak Dicle Nehri'yle birleşen, yine 400 km uzunluğundaki) ve Şattülarap (190 km uzunluğundadır, Mezopotamya Ovası'nın güney doğusundadır, Fırat, Dicle ve Karun nehirlerinin birleşmesiyle oluşur. Aşağı tarafı, Irak-İran sınırında kime ait olduğu tartışmalı bölgededir). Suriye'dekiler; Habur Nehri (405 km uzunluğundaki bu nehir, Suriye'nin en uzun nehridir. Fırat'ın bir kolu olup, Suriye topraklarında Fırat'a karışan bu nehir, Suriye'nin en önemli tarımsal bölgelerinden Habur Delta'sını oluşturur).

Çok sayıda gölün bulunduğu Kürdistan bölgesi, Batı Asya'daki en yoğun su havzasına sahip yerdir. Buradaki başlıca büyük göller şunlardır: Türkiye'deki Van Gölü (Van Gölü 3755 km²'lik alanıyla Türkiye'nin en büyük gölüdür, ayrıca dünyanın en büyük sodalı gölüdür), İran'daki Urmiye Gölü (5000 km²'lik alanyla Orta Doğu'nun en büyük, dünyanın 3. büyük tuzlu su gölüdür.), Irak'taki Dukan Gölü (270 km²'lik alanıyla Irak Kürdistanı'ndaki en büyük göldür.), Duhok Gölü ve Zeribar Gölü.

Kürtlerin En Büyük Doğal Zenginliği: Petrol

Basra Körfezi ve Zagros Havzası dünyadaki en zengin petrol ve gaz rezervlerine sahiptir. İstatistiklere göre bu bölge, dünyadaki toplam petrol rezervinin %42,6'sına, gaz rezervlerinin ise %24,7'sine sahiptir.25 Kürt Bölgesi'ndeki petrol ve gaz rezervleri Irak, İran ve Suriye'deki Kürt bölgelerine dağılmıştır. Irak Kürdistanı'ndaki zengin petrol yatakları 20. yüzyılın başlarında İngilizler tarafından keşfedilmiştir. Bu durum, Kürtlerin bağımsız bir ülke kuramamalarının da en önemli nedenlerinden biridir.

Irak merkezi hükümeti, Kürt bölgesinde 30 milyar varillik petrol rezervinin bulunduğunu açıklamıştır. Buna karşın, Kürdistan bölgesel yönetimi bölgede, 45 milyar varil petrol ve yaklaşık 3 ile 6 trilyon metreküplük doğal gaz rezerviolduğunu belirtmiştir.

Irak Kürt bölgesindeki petrol yatakları, genellikle Batı Zagros Dağları'nın orta bölgesinin eteklerinde bulunur. Bu bölge aynı zamanda doğalgaz rezervi açısından da oldukça zengindir. Irak'taki Kerkük Petrol Alanı, Zagros Havzası'nda bulunur.

1927 yılında keşfedilen 232,88 milyon ton petrollük hacmiyle, Kerkük, dünyanın en büyük petrol yatağına sahiptir.26 Büyük petrol ve gaz rezervleri ile çevrilen Kürtler için bu büyük bir zenginliktir. Bu durum aynı zamanda kaderlerini de değiştirmiştir. İran ve Irak'taki Kürt bölgelerine kıyasla az da olsa, Suriye'deki Kürt bölgesi de zengin petrol yataklarına sahiptir. Suriye'nin petrol rezervi bakımından zengin bölgelerinden Süveyda'da 1959 yılında 20,55 milyon tonluk rezerv keşfedilmiştir. Ayrıca Kürt bölgesindeki dağlık alanlar zengin ormanlara ev sahipliği yapar. 160 bin km²'lik (16 milyon hektar) orman arazisi vardır. Çoğunlukla köknar, selvi, sedir, meşe ve çınar ağaçlarının yanı sıra söğüt, fırat kavağı, beyaz kavak ve kestane ağaçları da vardır. Uzun süredir ormanların tahrip edilmesi sebebiyle ormanlar her yıl yok olmaktadır. Kuzey Irak'taki dağlar beyaz kavak ve meşe ormanlarıyla kaplıdır. Ovalarda ve vadilerde ise çok sayıda ceviz, incir ve badem ağaçları yer alır. Bunların yanı sıra Kürt bölgesi demir, krom ve diğer maden kaynaklarına da sahiptir.

  1. Türk Osmanlı İmparatorluğu olarak da bilinen Osmanlı İmparatorluğu (1299-1922) Türkler tarafından 13. yüzyılda kurulmuş ve kurucusu I. Osman'a ithafen adlandırılmıştır. Türkler önce Orta Asya'ya yerleşmiş ve burada İslam dinine geçmiş etmiş ve Selçuklu İmparatorluğu'nu kurmuştur. Sonraları, Anadolu'ya göç etmişlerdir. Anadolu'da sürekli kuvvetlenerek, daha sonra Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarına yayılıp gücünün zirvesine çıkan Osmanlı İmparatorluğu'nu kurmuşlardır. Birinci Dünya Savaşı'nın sonundaki yenilgisi neticesinde dağılmış ve sonrasında topraklarının pek çoğunda bağımsızlıklar ilan edilmesiyle ortadan kalkmıştır. Osmanlı İmparatorluğu'nun ana yurdu Anadolu'da 1923 yılında kurulan Türkiye Cumhuriyeti, imparatorluğun halefi kabul edilmektedir. []
  2. Bkz.: http://tr.wikipedia.org/wiki/Halaf_k%FClt%FCr%FC, (03/06/2015, 08:32). []
  3. Yazarın kastettiği makale: Garnik Asatrian, "Kürt Çalışmalarına Giriş", İran ve Kafkaslar, cilt: 13 / 2009, s.: 21 [Garnik ASATRIAN, "Prolegomena to the Study of Kurds", Iran and the Caucasus, Vol.13, pp.21, 2009]. Bu makale şu internet adresinden okunabilir: http://www.kavehfarrokh.com/wp-content/uploads/2009/11/prolegomena-to-the-study-of-the-kurds.pdf Ayrıca Bkz.: http://library.kiwix.org/wikipedia_tr_all_01_2013/A/Halaf%20K%C3%BClt%C3%BCr%C3%BC.html , (03/06/2015, 08:33); http://en.wikipedia.org/wiki/Halaf_culture, (03/06/2015, 08:34); İzzet ÇIVGIN, "MÖ 6-5. Binyıllarda Mezopotamya ve Çevresinde Kültürel Temas ve Etkileşim / Cultural Contacts and Cross-Cultural Interactions in Mesopotamia during the  6th-5th Millennia BC", Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2014, 13(2), s.: 359-404. []
  4. Bkz.:http://tr.wikipedia.org/wiki/Obeyd_k%C3%BClt%C3%BCr%C3%BC , (03/06/2015, 08:47).  Ayrıca, Bkz.: ÇIVGIN, a.g.m. []
  5. Bkz.: http://tr.wikipedia.org/wiki/Hurriler , 03/06/2015, 09:48). "MÖ 21. yüzyıldan MÖ 12. yy.a değin Doğu ve G.D. Anadolu'nun dağlık bölgelerinde Van gölü dolaylarında yaşamış ve Yakındoğu tarihinde ve kültüründe önemli rol oynamış halk. Hurrilere ilişkin ilk kişi ve yer adlarına MÖ 3. binyılın sonlarına tarihlenen belgelerde rastlandı…" []
  6. Ayrıca Bkz.:"Hurriler" maddesi, Büyük Larus [Larousse] Sözlük ve Ansiklopedisi, Milliyet, cilt: 11, s.: 5427. []
  7. Fikret YAŞAR, "Kürt Tarihi (1)", Bu makalede geçen kaynaklara bakınız:  http://www.yuksekovahaber.com/yazi/kurt-tarihi-1-1715.htm. []
  8. Sâmî maddesi, Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi, Milliyet, cilt: 19, s.: 10127. []
  9. Gutiler maddesi, Büyük Larus [Larousse] Sözlük ve Ansiklopedisi, Milliyet, cilt: 9, s.: 4808. []
  10. Bkz.:"Hatti dili" ve "Hatti ülkesi" maddeleri, Büyük Larus [Larousse] Sözlük ve Ansiklopedisi, Milliyet, cilt: 10, s.: 5090. []
  11. "Kassites", http://www.thefullwiki.org/Kassites, erişim: 03 /06/2015, 12:34.

    Ayrıca bkz.: "The Kassites in Babylonia", Britanya Ansiklopedisi [Encyclopedia Britannica]'nın internet yöresi : http://www.britannica.com/EBchecked/topic/376828/history-of-Mesopotamia/55446/The-Kassites-in-Babylonia, erişim: 03/06/2015, 12:37; "Kassites", İran Ansiklopedisi'nin [Encyclopedia Iranica] internet yöresi: https://www.iranica.com/articles/kassites, erişim : 03/06/2015, 12:39; Robert GUISEPİ, "The Kassites: The History of The Kassites including their kings, cities, art and contributions to civilization", http://history-world.org/kassites.htm, erişim: 03/06/2015, 12:45. []

  12. "Mitanni ya da Hanigalbat ya da Hurri" maddesi, Büyük Larus [Larousse] Sözlük ve Ansiklopedisi, Milliyet, cilt: 16, s.: 8228. []
  13. "Mannai", Britanya Ansiklopedisi internet sitesi: http://www.britannica.com/EBchecked/topic/362506/Mannai, erişim: 03/06/2015, 15:31. []
  14. "Muşkiler" maddesi, Büyük Larus [Larousse] Sözlük ve Ansiklopedisi, Milliyet, cilt: 16, s.: 8414. []
  15. Bkz."Muşki" maddesinin tercümesi, Özgür Vikipedya Ansiklopedisi (İngilizce), erişim: http://en.wikipedia.org/wiki/Mushki, 04/06/2015, 11:56. []
  16. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Musul Vilâyeti'nin aidiyeti meselesinin halledilmesi amacıyla Milletler Cemîyeti tarafından kurulan uluslararası araştırma heyeti kastedilmektedir. Irak Kürtleri Meselesi bölümünde bu konuya dair ayrıntılı bilgi bulunmaktadır. []
  17. David McDowall, Modern Kürt Tarihi, I.B. Tauris, 1991 (David McDowall, A Modern History of the Kurds). []
  18. Ortak Kürt Alfabesi, Kürt Dili Akademisi http://www.kurdishacademy.org/?q=node/2. []
  19. A. Amaiz-Villena J. Martinet-Lasoa ve J. Alonso-Garsiya, "Diller ve Genler Arasındaki İlişki: Usko-Akdeniz Halkları", İnsan Bağışıklığı Bilimi, 9. sayı, 2001, s.: 1057.

    Lokman I. Meho, "Kürtler ve Kürdistan: Genel Bir Geçmiş", Kürt Kültürü ve Toplumu: Açıklamalı Bir Kaynakça, Greenwood Press, 2001, s.: 4 (Lokman I. Meho, "The Kurds and Kurdistan: A General Background", Kurdish Culture and Society: An Annotated Bibliography). []

  20. "Kürt Diasporası", Paris Kürt Enstitüsü, 2006, erişim: http://www.institutkurde.org/en/kurdorama/. []
  21. Çin Ansiklopedisi (13.cilt), s.: 148. []
  22. http://www.encislam.brill.nl/data/EncIslam/C4/COM-0544.html. []
  23. Irak'ın Musul kentinde ikamet eden Süryanilerin sayısı yaklaşık 50 bindir ve Hristiyanlık inancına sahiptirler. Buradaki Süryaniler, atalarının antik dönem Asurlular olduğunu iddia etmektedirler. Ancak, bazı uzmanlar, bunların kökeninin Türkiye Kürdistanı'ndaki Hakkâri kenti olduğunu savunmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde Avrupalılar, Süryanileri Osmanlı içindeki potansiyel müttefikleri olarak görmüşlerdir. 1870 yılında Hakkari'de yaklaşık 97 bin Süryani vardı. Birinci Dünya Savaşı sırasında müttefik devletleri (itilaf devletleri) destekledikleri için Süryaniler katliamlara maruz kalmışlardır. Britanya, bölgede kalan 20 bin Süryaniyi Irak'ın Kürt bölgesine nakletmişlerdir. Süryaniler, o dönemki katliamlar için Kürtleri suçlamakta ve Kürtlerin Osmanlı yönetimi ile işbirliği yaptığını ileri sürmektedirler. Irak'ta manda yönetimi döneminde Britanya, Süryanilere önem verdi ve Kürt isyanlarını bastırmak için ağırlıklı olarak Süryanilerden oluşan ordu kurdular. Sonrasında, Kürtler ve Irak ordusundaki Arap komutanlar, çok sayıda Süryaniyi öldürerek Süryani Birliği'ni dağıttılar. Körfez Savaşı'nın ardından çok sayıda Süryani Avrupa ve ABD'ye göç etti. Şu an Irak'ta sadece 50 bin Süryani yaşamaktadır. Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin kontrolündeki bölgede yaşayan Süryaniler, kurdukları Süryani Demokratik Hareketi (SDH) ile siyasal hayata katılmış durumdadır. []
  24. Kerkük'te çok sayıda Kürt yaşamaktadır ancak bu kentin merkezi hükümete mi yoksa bölgesel yönetime mi ait olduğu henüz belli değildir. Kürtler, Araplar, Türkmenler ve Türk hükümeti arasında bu konuda ciddi ihtilaf vardır. []
  25. Bai Guoping ed., Orta Doğu'nun Hidrokarbon Sahalarındaki Gaz ve Petrolün Jeolojik Özellikleri, 2007, s.: 133 (Geological Features of Oil and Gas in the Hydrocarbon Fields of Middle East, China Petrochemical Press). []
  26. A.g.e. []

One comment

  1. Yazının en büyük eksikliği ya da üzerinden bilerek atlanıldığını düşündüğüm; Kürtlerin aynı zamanda Turani kökene mensup bulundukları doğrultusundaki tezin görmezden geliniyor olmasıdır. Her şeyden evvel bu tezin (Kürtlerin Turani olduğu tezinin), aynı zamanda Batı'lı kaynaklarca dile getiriliyor olması daha da çarpıcı bir öneme sahiptir. Tezin kaynağını ise, ünlü tarihçi ve siyaset bilimci Prof. Dr. İhsan Şerif Kaymaz, bizlere şöyle belgeliyor: "Birinci Dünya Savaşı sonrasında büyük bir değişikliğin olduğu görülmektedir. Savaş öncesinde Kürtlerin Turani kökenden geldikleri düşüncesi Batı'da da genel kabul görüyordu. Örneğin, Encyclopaedia Britannica'nın savaş öncesi baskısında Kürtlerin ataları olduğu varsayılan "Gudu"ların Turani kökenden gelmiş olup sonradan Aryanlaştırıldıkları ileri sürülüyordu. Nitekim bu husus İngiliz resmî belgelerine de girmişti ( "Kürdistan", Encyclopaedia Britannica, vol.XIll, 11th Pr., Chicago, Encyclopaedia Inc., 1911, s. 552'den akt. Peace Handbooks Prepared under the Direcktion of the Historical Section of the Foreign Office, 1920, s.4; Commission Reported…, s.43-44). Oysa, 1920'lerin başlarından itibaren, Batı'lı kaynaklarda Kürtlerin Turani soyundan geldikleri bilgisi asla yer almamaktadır. Bu değişiklik de, tıpkı Irak'ın sınırlarının yeniden tanımlanmasında olduğu gibi, siyasal hesaplara dayanmaktadır. 1920'lerin başında, uzun zamandır Avrupalı emperyalistlerin hayalini süsleyen Doğu Anadolu'da bir Ermenistan devleti kurma takıntısının gerçekleşmeyeceği anlaşılmıştı. Bu hayalin önündeki en önemli engel olarak görüldükleri için, o zamana dek Turani ırka mensup sayılan Kürtlerin, emperyalizm tarafından, Ermenilerin yerine Türklere karşı kullanılabilecek yeni bir bölgesel silah olarak algılanmaya başlanmalarından sonra, ırksal açıdan Türklerden farklı bir şekilde tanımlanmalarına karar verildiğini görüyoruz. Böylece Kürt'ler, belli bir merkezden komut verilmişçesine, birdenbire, tüm bilimsel ve siyasal belgelerde Turani ırktan Aryan ırkına terfi ettirildiler." (Prof.Dr. İhsan Şerif Kaymaz, Musul Sorunu; Emperyalizm ve Kürtler, s. 37-38).

Yorum Bırakınız

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir