Gezi Parkı Üzerinden Eski Türkiye ve Yeni Türkiye Çarpışması Sürüyor

Gezi Parkı'nın mülkiyeti İBB'den alındı ve Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne verildi

Timur Kaplan – Gülizar Özkaya 

Mart 2021'de Taksim Gezi Parkı'nın mülkiyeti İstanbul Büyükşehir Belediye'sinden alındı ve Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne devredildi. Taşınmazın devredildiği kurum genel olarak bakıldığında Vakıflar Genel Müdürlüğü olsa da, Taksim Gezi Parkı'nın mülkiyeti Sultan Beyazıt Hanı Veli Hazretleri Vakfı'na geçti. Av. Kaan Özçelik vakıflara devredilen taşınmazlar konusuna ilişkin açıklamalarda bulundu. 

Peki bu işlemler hangi yasaya dayanılarak gerçekleştirildi? Taşınmazların faal olmayan bir vakfa devrinin yapılmasının hukuki dayanağı bulunuyor mu? Av. Kaan Özçelik, bu işlemlerin hukuki taraflarına ilişkin bilgiler verdi.  Avukat. Kaan Özçelik, "Ülkemizde cumhuriyetin ilanından sonra Osmanlı Hanedanına ait Malvarlığının Tasfiyesine Dair 431 sayılı Kanun'un uygulaması ile hanedan üyelerinin kurduğu vakıflar yoluyla meydana gelen birçok taşınmaz varlığın, Devlet hazinesinin mülkiyetine geçirildiği bilinmektedir.

Buna karşılık 2008 tarihinde yürürlüğe giren 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 30. Maddesi ile "Vakıf yoluyla meydana gelip de her ne suretle olursa olsun Hazine, belediye, özel idarelerin veya köy tüzel kişiliğinin mülkiyetine geçmiş vakıf kültür varlıkları mazbut vakfına devrolunur," şeklindeki yasa düzenlemesi uygulanmaya başlanmıştır. 

İlgili madde metninden anlaşılacağı üzere hazine, belediye, özel idare ve köy tüzel kişiliği gibi kamu kurumları adına tescil edilen vakıf yolu ile meydana gelen taşınmaz kültür varlıklarının mazbut vakfına devrolunması istenmektedir.

Madde ile özel kullanımda bulunan taşınmazlar değil, kamu kurumlarının mülkiyetinde bulunan taşınmazlardan bahsedilmektedir.

Ayrıca taşınmaz devirlerinde önemli olan husus, taşınmazların vakıf yolu ile meydana gelmiş olmalarıdır. Bu maddeye dayanılarak vakıf yolu ile meydana gelen ve vakıfların iradesi dışında mülkiyeti el değiştiren bir çok vakıf kültür varlığının Vakıflar Genel Müdürlüğü kontrolündeki mazbut vakfına devrolunduğu bilinmektedir. Son dönemde Taksim Gezi Parkı, Sait Halim Paşa Yalısı gibi taşınmazların mazbut Sultan Beyazıt Hanı Veli Hazretleri Vakfı adına tescil edilmesinin hukuki dayanağını bahsettiğimiz 2008 yılında çıkan bu kanun oluşturmaktadır" diye konuştu. 

Topçu kışlası neden yıkılmıştı?

Bugün Gezi Parkı'nın bulunduğu alanda, 1940 yılına kadar Topçu kışlası bulunuyordu. Peki Topçu kışlası neden yıkıldı?

Halil Paşa Topçu Kışlası olarak da anılan Taksim Topçu Kışlası, İstanbul Taksim Meydanı ile Elmadağ semtleri arasında bugün Gezi Parkı'nın bulunduğu alanda yer alıyordu.

1806 yıllarında Topçu Kışlası olarak yapılandırılan kışla, içindeki alan düzenlerek zaman içerisinde spora hizmet veren bir alan olarak yapılandırıldı. Resmi maçların da oynandığı saha olan kışlada Türkiye Milli Futbol Takımı ilk resmi futbol maçını Romanya ile 26 Ekim 1923 tarihinde oynadı. Bu tarihten tam 16 sene sonra 1936 yılında, Atatürk'ün Fransız Henri Prost'u İstanbul'un Nazım Planı'nı oluşturması için çağırması ile kışlanın yıkılması konusu gündeme geldi.

Prost 1951 yılına kadar sürdürdüğü çalışmalar sonucunda İstanbul için iki büyük park önerisinde bulundu. Bunların arasında Topçu Kışlasının yıkılması ve yerine Taksim-Maçka semtleri arasında yeşil alan olmasını öngören bir park yapılması da yer alıyordu. Prost'un bu planlaması aynı zamanda "Topçu kışlası neden yıkıldı?" sorumuzun yanıtı oluyor. Gerçekleşmesi için karar alınan park projesi dahilinde Taksim'den Nişantaşı'na uzanan ve Dolmabahçe Vadisi'ni de içine alarak denize kadar devam eden yaklaşık 30 hektarlık kesintisiz bir yeşil alan yaratmayı hedeflen bir park tasarlandı. 1940 yılında ise İstanbul Valisi Lütfi Kırdar tarafından Topçu Kışlası'nın yıkımı gerçekleşti.

Gezi Parkı İçin Yapılan Fakat Demokrat Parti'nin Engellediği Dev İnönü Anıt

"Topçu Kışlası'nın tek parti döneminde yıkılmasının asıl nedeni, orayı İnönü Anıtı ile donatmak ve İnönü'nün ismini ölümsüzleştirmekti"

Tarihçi Yazar Mustafa Armağan, Topçu Kışlası ile ilgili, "Topçu Kışlası'nın tek parti döneminde yıkılmasının asıl nedeni, orayı İnönü Anıtı ile donatmak ve İnönü'nün ismini ölümsüzleştirmekti" dedi.

Armağan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Taksim Gezi Parkı eylemlerinin ardından gündeme gelen Topçu Kışlası'nın bulunduğu alanla ilgili toplumda yanlış bir algının olduğunu, bunun düzeltilmesi gerektiğini söyledi.

Kışlanın bugünkü Gezi Parkı'nın tamamını içine almadığını belirten Armağan, "Esasen Nikah Dairesi'ne kadarki kısım Topçu Kışlası'dır. Ondan sonra düşük kotta devam eden ve Dolmabahçe'ye dönen Asker Ocağı Caddesi'ne kadar Taksim Bahçesi vardı. İnönü Gezi Parkı yapılırken hem kışla, hem de bahçe birleştirildi" diye konuştu.

Tek partili dönemde, bazı nedenlerle kışlanın yıkılmasına karar verildiğini ifade eden  Armağan, şöyle devam etti:

"Topçu Kışlası, dönemin belediye başkanı Lütfi Kırdar zamanında Taksim Meydanı'nı bir İnönü Meydanı haline getirmek amacıyla yıkıldı ve orası Gezi Parkı haline getirilmek istendi. Bundaki asıl mesele, bu alanın İsmet İnönü'nün kahramanlık ve büyüklüğünü halka dikte edecek bir 'site' haline getirilmesiydi. Bu gündeme pek fazla getirilmiyor. Net bir şekilde söylüyorum; Topçu Kışlası'nın tek parti döneminde yıkılmasının asıl nedeni, orayı İnönü Anıtı ile donatmak ve İnönü'nün ismini ölümsüzleştirmekti."

-1 milyon liraya heykel

Armağan, kışlanın yıkılmasının ardından heykelin alana yerleştirilmesi için çalışmaların hızlandırıldığını anlatarak, "Merdivenlerden çıkılan, otobüs durağının arkasındaki alana büyük bir kaide konuldu. Ardından da 1 milyon liraya Viyanalı heykeltıraş Belling'e heykel yaptırıldı. Heykel buraya konulacak ve merdivenlerden çıkanlar ilk olarak İnönü'nün heykeliyle karşılaşılacaktı. Böyle bir proje hazırlanmıştı" diye konuştu.

Ancak 1945'ten sonra çok partili hayata geçilmesiyle heykelin dikilmediğini bildiren  Armağan, söz konusu heykeli merak edenlerin Maçka Parkı'na gitmesi tavsiyesinde bulundu.

-"Taksim Meydanı laikleştirildi"

Mustafa Armağan, kışlanın yıkılmasının başka sebepleri bulunduğuna da işaret ederek,  şunları kaydetti:

"Bugünkü Atatürk Kültür Merkezi binasının olduğu yerden aşağıya doğru selvi ormanı şekline sahip olan eski bir Müslüman mezarlığı uzanıyordu. Önce 1930'ların başında Ayaspaşa'daki Müslüman mezarlığı, sonra da meydandaki ahırlarıyla birlikte koca Osmanlı kışlası temizlendi. Meydanda Taksim Anıtı ve yapılacak İnönü Heykeli dışında anıtsal bir eser kalmaması planlandı. Böylece Taksim Meydanı 'laikleştirildi'. Elmadağ'daki Ermeni Mezarlığının ortadan kaldırılması ise bunun bir sonraki adımını teşkil etti."

Yararlanılan Kaynak: http://besiktaskultursanat.com/haberler/besiktas/cezalandirilan-anit/

Yorum Bırakınız

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir