Hakkımızda Sosyalist Birlik (Marksist)
Lenin Evrensel Yazarı Aydın Çubukçu'nun Görüşlerini Nasıl Eleştirdi
Yabancı işgal ve boyunduruğa karşı ayaklanmalara önderlik eden partilerin anti-kapitalist veya anti-emperyalist olmaları şartı koyulması doğru değildir, çünkü bunlar somut olarak işgale karşı mücadele ettikleri için dünya tarihi bağlamında ve toplumsal içerikleri itibariyle demokrasiye ve sosyalizme hizmet ederler
Lenin'in eleştirdiği "Sollar" Lenin'i hep ikili tutum almakla eleştiriyorlar ve onu düalizm ile suçluyorlar.
Lenin ise, bir yanda ezilen ülkelerin işçi sınıfı, diğer yanda ezen ülkelerin işçi sınıfı, şeklinde dünyanın ikili bir yapıya sahip olduğunu, bu ikisinin koşullarının farklı olduğunu" vurgulayıp bunların farklı gerçeklikler içinde olduklarını ve bu nesnel ayrım nedeniyle ezilen ülkelerin işçi sınıfı ile ezen ülkelerin işçi sınıfının enternasyonalist tutum ve görevlerinin farklı ve ikili bir yapı gösterdiğini titizlikle açıklar.
Lenin'e göre bu nesnel ayrım nedeniyle, ulusal savaşlara karşı tek boyutlu bir tutum olamayacağını işçi sınıfının sosyalist partisinin koşullu ve ikili bir tutum alması gerekir. Tabii ki Marksist diyalektiğe yabancı olan emperyalist ekonomizmi savunan "Sollar"ın bunu anlaması çok zor olacaktır.
Ulusal ayaklanmalar karşısında net bir tutum alamayan "sol" gösterip sağ vuran P.Kievski kendi içinde tutarsız bir siyasi tutum öneriyor ve şöyle yazıyor: "Yabancı işgal ve zulme karşı ulusal ayaklanmaları destekleyebiliriz çünkü, bu desteği verirken biz de ölümcül düşmanımız olan emperyalizme karşı mücadele etmiş oluyoruz."
Lenin onu eleştiriyor: Hayır, "Emperyalizm, bizim kapitalizm kadar 'amansız' düşmanımızdır."
Lenin devam ediyor: "Bu iş böyle. Ancak hiçbir Marksist unutmamalıdır ki, kapitalizm, feodalizmle karşılaştırıldığında ilericidir ve emperyalizm, tekel öncesi kapitalizmle karşılaştırıldığında ilericidir. Buna göre, bizim desteklememiz gereken, emperyalizme karşı her mücadele değildir. Gerici sınıfların emperyalizme karşı mücadelesini desteklemeyeceğiz; gerici sınıfların emperyalizme ve kapitalizme karşı ayaklanmasını desteklemeyeceğiz."
Lenin burada ne demek istiyor ? Neden bu ifadeyi kullanıyor?
Kanımca bu cümlede, Lenin burada Marksist sınıf tutumunu vurgulamak istiyor.
Lenin bu yazısında, büyük dünya güçlerinin yabancı tahakkümüne karşı verilen ulusal savaşların ve ulusal ayaklanmaların uluslararası demokrasi açısından demokratik niteliğini tartışıyor, bu konuda "sol" komünist hatalı görüşleri eleştiriyor.
"Sol" görüş sahibi P.Kievski ise kendi içinde çelişkili ve tutarsız bir tutumla bu destek vermeyi kabul ediyor ve emperyalizme karşı mücadeleyle uyumlu görüyor. Fakat onun tutarsızlığını ve yaklaşımındaki eksikliği göstermek isteyen Lenin "gerici sınıfların emperyalizme ve kapitalizme karşı ayaklanmasını desteklemeyeceğiz" diyerek, sosyalistlerin ulusal ayaklanmalar konusundaki tutumunu daha net bir şekilde ortaya koymaya çalışıyor.
Yani Lenin'in dediği şudur: biz ezilen ülkedeki bir partinin başında olduğu yabancı baskı ve zulme karşı ulusal ayaklanmayı desteklemeliyiz, fakat bu koşullu bir destektir, eğer bu parti kapitalizme karşı feodalizmi destekliyor ise yani, kapitalizme karşı yarı-feodal ve küçük üretimi savunan bir sosyo-ekonomik programa sahipse biz onun bu programını desteklemiyoruz. Sollar ise Lenin'i hep ikili tutum almakla eleştiriyorlar, bunun tutarsızlık olduğunu söylüyorlar. Lenin ise ulusal ayaklanmalara karşı soyut bir yaklaşım getirilemeyeceğini ve somut gerçekliğin kaçınılmaz olarak ikili tutumları gerekli kıldığını savunuyor.
Sonuç, Lenin'in yabancı işgal ve boyunduruğa karşı ikili tutumu şudur: Lenin genel ilke olarak ezilen ülkelerde büyük emperyalist güçlerin yabancı işgal ve boyunduruğa karşı ulusal ayaklanmaları ve ulusal savaşları, uluslararası bağlam içinde değerlendirerek demokratik görüyor ve destekliyor, öte yandan Lenin bu savaşlara önderlik eden güçlerin kapitalizme karşı yarı-feodal bir sosyo-ekonomik programla karşı çıkışını doğru bulmuyor ve desteklemiyor.
Sonuçta görünüşte bir düalizm veya ikili tutum ortaya çıkıyor.
Sonuç şöyle özetlenebilir, yabancı işgal ve boyunduruğa karşı ulusal ayaklanmalar demokratik içeriklidir ve desteklenmelidir, fakat bu bizim bu hareketlerin kapitalizme karşı yarı-feodal bir programla karşı çıkmalarını desteklediğimiz anlamına gelmemektedir.
Fakat, bu ikili tutum bir çelişme değildir, çünkü ulusal ayaklanmada aynı safta olmalarına karşın ezilen ülkenin işçi sınıfının programı ile gerici bir partinin programları farklıdır.
Yabancı işgal ve boyunduruğa karşı ulusal ayaklanmalarda destek için bu ayaklanmalara önderlik eden partilerin anti-kapitalist veya anti-emperyalist olmaları şartı koyulması doğru değildir, çünkü bunlar somut olarak işgale karşı mücadele ettikleri için dünya tarihi bağlamında ve toplumsal içerikleri itibariyle demokrasiye ve sosyalizme hizmet ederler.
Lenin bu görüşünü aynı makalesinde şöyle vurguluyor:
Emperyalist savaşta anavatan savunması sloganı bir yalandır, fakat demokratik… bir savaşta HAKLI BİR SLOGANDIR. Savaşın sürdüğü koşullarda her türlü "hak-adalet" söylemi saçmadır, çünkü her savaş hakları açık ve doğrudan şiddet yoluyla ortadan kaldırır. Fakat bunları söylemek geçmiş tarihte yaşanmış olan (devrimci ve demokratik) savaşları unutmamız anlamına gelmemelidir. Bunlar da savaş içinde her türlü "hakkın", her türlü demokrasinin yerine—şiddeti geçirmişlerdi. Fakat bu (devrimci ve demokratik) savaşlar toplumsal içerikleri itibariyle ve toplumsal anlamları itibariyle demokrasiye ve sosyalizme hizmet etmişlerdi. Geçmişte olduğu gibi gelecekte de bu tür savaşlar göreceğiz.
V.İ. Lenin
Lenin Evrensel Yazarı Aydın Çubukçu'nun Görüşlerini Nasıl Eleştirdi
Evrensel yazarı yeni Afganistan'ın mutlaka emperyalizmle ilişki kurmak zorunda kalacağını yazıyor. Kanımca bu görüş tam da emperyalist ekonomizmin görüşlerini yansıtıyor. Lenin işgale karşı savaştan sonra bağımsızlığını kazanan ülkelerin emperyalizmle ilişki kurmak zorunda olacaklarını bilmiyor muydu acaba?
Lenin bu evrensel yazarını Marksizmin Bir Karikatürü ve Emperyalist Ekonomizm adlı eserinde şöyle eleştirmişti:
O zaman "sol komünistler" ulusal bağımsızlık ekonomik bağımsızlığı sağlayamayacağı için ulusal bağımsızlığı savunmaya gerek yok diyorlar ama bu saçmadır.
Ve Lenin bir başka eserinde şöyle yazmıştı: Emperyalist baskı ve hakimiyet çağı koşullarında bir ulusal hareketin nesnel olarak devrimci bir rol oynaması için "bu ulusal harekete proleter unsurların katılma şartı ileri sürülemez, veya… Cumhuriyetçi bir programa sahip olması şartı koyulamaz veya demokratik bir temele sahip olması şartı aranamaz (Lenin'den alıntı ve aktaran Stalin).
Evrensel yazarı işçilere tarih dersi vererek şöyle yazıyor: Tarihte her ulusal bağımsızlık mücadelesi, aynı zamanda bir demokratik devrimle birlikte gerçekleşmiştir. Bu ikisini bir arada görmedikçe, emperyalistlere kurşun atan her silahlı gücü selamlamak aptallıktır.
Aslında yazar tarihi kendi kafasındaki ideolojik önyargıya göre yazıyor. Ya Lenin cumhuriyetçi bir programa sahip olması şartı koyulamaz veya demokratik bir temele sahip olması şartı aranamaz derken yanılmış ya da evrensel yazarına göre emperyalizm çağı sona ermiş başka bir çağa girilmiş.
Evrensel gazetesi yazarı gibi Rosa Lüksemburg, büyük ve güçlü dünya güçlerinin küçük ve zayıf ulusları siyasi ilhaka (sömürge ve yarı-sömürge boyunduruğuna) maruz bırakması ile bu zayıf uluslar üzerindeki ekonomik-finansal boyunduruk ve sömürüyü birbirine karıştırıyor bu iki şey arasındaki farkı göremiyordu. Diğer bir deyişle ekonomik düzlem ile politik düzlemi eşitleme hatasına düşüyordu. Bu nedenle Lenin Lüksemburg'un ulusların "kendi kaderini tayin hakkı" ile ilgili görüşlerini "tam bir kavram kargaşası" olarak eleştirmişti. Oysa Lenin şöyle diyordu: aslında, Rus, İran, Türk ve Çin devrimleri ve Balkan savaşları, bunların hepsi ulusal boyunduruğa ve ortaçağ sistemine karşı çıkan demokrasiyi savunan, ulusların kendi yerli dil ve yerli kültürlerini savunmak ve siyasi özgürlüğü savunmak adına verilmiş ilerici anlamı olan ulusal savaşlardı.1
- V.İ. Lenin, Marksizmin Bir Karikatürü ve Emperyalist Ekonomizm. [↩]