Büyük Marksizm Sözlüğü: Batı Marksizmi

Batı Marksizmi düşünce akımının önde gelen temsilcileri Georg Lukács, Karl Korsch, Antonio Gramsci, Louis Althusser, Herbert Marcuse

[Büyük Marksizm Sözlüğü, Marx'ın 200. Doğum Gününü anmak amacıyla Wuhan/Çin'de yayınlanmıştır. 5 Milyon sözcükten ve 4 Bölümden oluşmaktadır: Marxism, Leninizm, Mao Zedung Düşüncesi ve dördüncüsü Çine Özgü Sosyalizm İnşa Teorisi. Sözlük 2012'de başlayan Xi JinPing Dönemini de kapsıyor.]

Çağdaş Batı ülkelerinde Marksist olduğunu savunan ancak Marksizmin temel ilkeleriyle çelişen bir düşünce akımı.

Başlangıçta 1920'lerde Komintern içinde "sol" bir düşünce akımıydı. Komintern onu eleştirdikten sonra, bu akımın gelişimi Komünist partilerin dışında devam etti. Başlangıçta kendisini Batı Marksizmi olarak adlandırmadı ya da adlandırılmamıştı. 1930'da "Batı Marksizmi" terimini ilk kullanan K. Korsch oldu. M. Merleau-Ponty 1955'te "Diyalektiğin Maceraları" adlı kitabında Batı Marksizminin Leninizme karşı olduğunu iddia etmiş ve Genç Dönem Lukacs'ın 1923'te yayınladığı "Tarih ve Sınıf Bilinci" adlı ilk deneme derlemesinin geleneğinin izini sürmüştür (Lukacs'ın bu kitabı Komünist Enternasyonal'in 1924'te yapılan Beşinci Kongresinde şiddetle eleştirilmişti).

O zamandan beri "Batı Marksizmi" kavramı bu düşünce akımına atıfta bulunmak için yaygın olarak kullanılmaktadır. 1960'ların sonlarında, Batı'daki Yeni Sol (New Left) hareketler ve özellikle Fransız Mayıs '68'i sırasında, gelişmiş kapitalist toplumların hiyerarşik sistemine, yani kapitalizmdeki yabancılaşma olgusuna karşı çıkmak için radikal genç öğrenciler ve işçiler tarafından entelektüel bir silah olarak kullanıldı. Batı Marksizmi, Marksizmi neoHegelcilik ve varoluşçuluk gibi bazı modern Batı felsefesi ekolleriyle birleştirmeye çalışır ve modern kapitalist toplum analizinde, sosyalizm vizyonunda ve devrim strateji ve taktiklerinde Marksizme, özellikle de Leninizme karşıt görüşler sunar.

Batı Marksizmi içinde birçok eğilim vardır, dolayısıyla Batı Marksizmi olarak tek bir düşünce sistemi yoktur. Bu düşünce akımının içeriğine göre içinde iki ana eğilim ve okul vardır: Birincisi, Hegelci Marksizm, Freudcu Marksizm ve Varoluşçu Marksizm. Bu birinci kanat, Batı Marksizminin temsilcilerinin Marksizmi Hegelcilik, Freudculuk ve Varoluşçuluğun ruhuna uygun olarak yorumlayıp geliştirmelerine verilen addır; ikinci olarak Batı Marksizmi Neo-pozitivist Marksizm ve Yapısalcı Marksizmi içerir. Bu, Marksizmi Avrupa'da ortaya çıkan Neo-pozitivizm ve Yapısalcılık düşüncesinin ruhuna uygun olarak yorumlayıp geliştirmelerine verilen addır.

Batı Marksizmi, Marksizmin tarihsel gelişmelere uyum sağlamakta giderek başarısız olduğunu ve Marksist olmayanlar tarafından yaratılan düşünsel kazanımları reddettiğini, dolayısıyla kapitalist toplumdaki işçi sınıfı ve diğer sınıfların değişen ve gelişen deneyimlerini kavramakta çoğu zaman başarısız olmaya eğilimli olduğunu savunur. Bu tehlikeyi önlemek ve aşmak için Batı Marksizmi dogmatizm dedikleri şeyi kategorik olarak reddeder ve Marksizmin her kuşak tarafından yeniden keşfedilmesini ve yeniden yaratılmasını savunur.

Bu "yeniden keşif" ve "yeniden yaratma" sürecinde, farklı eğilim ve ekollerden Batılı Marksistler, her biri Marksizmin bir yönünü vurgularken bir diğerini suçlayan ve reddeden, aynı zamanda Marx'ı Engels'le ve Marx'ı Lenin'le karşı karşıya getiren ve Marx'ın bazı ilkelerinin orijinal niyetini kendi ihtiyaçlarına göre hatalı bir biçimde yorumlayan, Engels ve Lenin tarafından açıklanan bazı ilkeleri eleştiren farklı görüşlere sahiptir.

Batı Marksizminin birçok farklı eğilimi ve ekolü, ya modern Batı felsefesinin bazı ekollerinden bazı kavram, terim ve kategorileri ödünç alarak ya da Marksizmi Batı burjuva felsefesinden bazı fikirlerle "tamamlayarak" ve "yenileyerek" burjuva düşünce akımlarının kazanımlarını ödünç alma konusunda hemfikir olmuş, böylece Marksizm ile burjuva felsefesinin çeşitli ekollerinin bir karışımını oluşturmuş, bu da aynı zamanda Marksist teoriyi bayağılaştırırken onun mücadeleci ve pratik karakterini, yani Marksizmin pratik görüşünü akademist bir dönüşüme uğratmıştır.

Batı Marksizminin tüm bu farklı eğilim ve ekolleri, gelişmiş kapitalist toplumlarda ortaya çıkan yeni durum ve olguları analiz etme ve inceleme temelinde, kapitalist sistemin kronik hastalık ve sorunlarının teşhirine bir ölçüde katkıda bulunmakta, Batı ülkelerinde devrimin yollarını araştırmakta ve Sovyet sosyalist modelinin eksiklik ve kusurlarını eleştirmektedir ki bunların bir kısmı öğrenilmeye değer görüşlerdir.

Son zamanlarda, kapitalizmin devam eden mali krizi ve Çin özelliklerine sahip sosyalizmin güçlü gelişimi ile birlikte, Batılı Marksist eğilimler ve okullardaki bazı akademisyenler "Kapital" gibi Marksist klasikleri ve Çin'e Özgü sosyalizmin teorilerini incelemeye önem vermeye başladılar. Ancak, Marksizm-Leninizm'in bilimsel dünya görüşü ve metodolojisinden kopuk oldukları için, modern Batı toplumlarının kapitalizmden kurtulup sosyalizme doğru ilerlemesi için bir yol gösteremedikleri gibi, Çin'e Özgü sosyalizmin teori ve pratiğini de doğru bir şekilde anlayamadılar.

Yorum Bırakınız

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir