ABD ve Batı Merkezli Yeni İdeolojik Soğuk Savaş Koşullarında Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu'ndan Çin'e Destek Eli

ABD ve Batı Merkezli Yeni İdeolojik Soğuk Savaş Koşullarında Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu’ndan Çin’e Destek Eli

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komiseri Bachelet'in Çin'e Yaptığı 6 Günlük Ziyaretin Ardından Yaptığı Değerlendirme

Çeviren: M.Yücel ve G. Özkaya

Şili Eski Devlet Başkanı ve BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet

Giriş: Değerlendirmeyi yapan Bachelet'in babasının ABD darbesi ile başa gelen Pinoşet ve dış destekçileri tarafından suikast yoluyla öldürüldüğü biliniyor. Ziyaret insan hakları ihlalleri ve Şincan-Uygur bölgesi ile ilgili birçok temelsiz suçlamalarla karşı karşıya kalan Çin'in talebi üzerine gerçekleşti. Bachelet'in ziyareti öncesi onun gönderdiği ekip 1 aylık bir hazırlık çalışması yürüttü. Bachelet ve ekibi talep ettikleri tüm bölge ve kentleri, hapishaneleri ziyaret ettiler. Bachelet Şincan-Uygur bölgesinde 2017-2018 yıllarında kurulan, dini aşırılığa, ayrılıkçılığa ve radikalizme karşı, eğitim ve meslek edindirme amaçlı okullarda eğitim gören öğrencilerle görüştüler. Bu okulların faal olduğu dönemde İslam ülkeleri dahil birçok yabancı ülkeden giden diplomat ve gazeteciler bu okulları ziyaret etmiş ve olumlu görüş belirtmişlerdi. Çin insan hakları ve demokrasi konusunda şeffaflığa önem vermesine karşın Batı merkezli propaganda savaşları devam ediyor. Bachelet yaptığı değerlendirmede Çin'in şeffalığa daha da ilerletmesi gerektiğini ve idam cezası uygulamasının kaldırılması yönündeki trende ayak uydurması gerektiğini vurguladı.

Ziyaret ABD ve Batı'da esen güçlü Çin karşıtı akıma önemli bir darbe niteliği taşıyor, bu akımlar içinde sağ popülist akım ve sol kanattaki Sorosçu akım olarak bilinen radikal liberaller başı çekiyor. Bunlar kontrol ettikleri basın ve medya kanalları üzerinden bu ziyaretin yapılmasını engellemeye çalıştılar ve ziyaretin ardından "Çin bu ziyareti kendi lehine propaganda amaçlı kullanıyor " diye yayınlar yapıyorlar. Bilindiği gibi Amerika ve onu izleyen önemli bazı Batılı ülkeler insan hakları ve demokrasi davası için Çin'deki Kış Olimpiyatlarını siyasileştirmeye çalışmışlar ve devlet yetkililerinin olimpiyatlara yollamayarak protesto etmişlerdi.

"Çin Yöneticileri İle Samimi Görüşmeler Yaptık"

İyi akşamlar ve bugün burada bana katıldığınız için hepinize teşekkür ederim. 

Çin Hükümetine daveti için teşekkür ederek başlayayım. 17 yıldır ilk kez, bir BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Çin'e ziyaret yapıyor. Çin'deki en üst düzey Hükümet yetkilileriyle ve diğer muhataplarla Çin'deki ve küresel düzeydeki kilit insan hakları konularında doğrudan konuşabildik. Çin Hükümetinin bu ziyareti gerçekleştirme çabalarını, özellikle de Başkan Xi Jinping ile sanal görüşmem için yapılan düzenlemeleri takdir ediyorum.

Ayrıca, Yüksek Halk Mahkemesi Başyargıcı Devlet Danışmanı Wang Yi ve kamu güvenliği, adalet, etnik ilişkiler ve insan kaynakları, Eyalet Savcılığı ve Guangdong Eyaleti Valisi ile ilgili üst düzey yetkililerle de görüşebildim. 

Tüm Çin Kadınlar Federasyonu ile de görüştüm. Kaşgar ve Urumçi'de geçirdiğim iki gün boyunca, diğerlerinin yanı sıra, Sincan Uygur Özerk Bölgesi Çin Komünist Partisi Sekreteri, Vali ve kamu güvenliğinden sorumlu Vali Yardımcısı da dahil olmak üzere bir dizi yetkiliyle görüştüm. Diğer yerlerin yanı sıra Kaşgar hapishanesini ve eski bir Mesleki Eğitim ve Öğretim Merkezi (VETC) olan Kaşgar Deneysel Eğitim Okulu'nu ziyaret ettim.

Ayrıca sivil toplum kuruluşları, akademisyenler, toplum ve dini liderler ve ülke içindeki ve dışındaki diğer kişilerle etkileşim kurabildim. Ziyaretimden önce Ofisim ve ben, Sincan, Tibet, Hong Kong ve Çin'in diğer bölgeleriyle ilgili konularda çalışan bir dizi sivil toplum kuruluşuyla sanal olarak görüştük. Ziyaretim ayrıca BM insan hakları mekanizmalarının uzun yıllardır Çin'deki çalışmaları ve 25 Nisan'da Çin'e benimle birlikte gelen ofisim ve öncü ekibim tarafından yapılan hazırlık çalışmaları hakkında bilgi sahibi oldu.

Bu ziyaretin ne olduğunu ve ne olmadığını baştan belirtmeliyim. Bu ziyaret bir soruşturma değildi- bir Yüksek Komiser tarafından yapılan resmi ziyaretler, doğası gereği yüksek profillidir ve basitçe, soruşturma niteliğindeki ayrıntılı, metodik, sağduyulu çalışmalara elverişli değildir. 

Ziyaret, Çin'in en üst düzey liderleriyle insan hakları konusunda doğrudan görüşmeler yapmak, birbirimizi dinlemek, endişeleri dile getirmek, Çin'i desteklemek amacıyla gelecekte daha düzenli, anlamlı etkileşimlerin yolunu açmak ve keşfetmek için bir fırsattı.

Çin Uluslararası insan hakları hukuku kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirirken ayrıca çok taraflılıkta önemli bir rol oynuyor, bu rolü göz önüne alındığında, ziyaret benim için Çin'in siyasi çözümler getirmek için olanaklarını kullanabileceği diğer birçok bölgesel ve küresel meseleyi tartışmak için bir fırsat oldu.

Sorunları veya davaları yetkililere iletmemi isteyenlerin sesini duydum ve yansıttım. Sizin desteğiniz S önemli ve benim ziyaretim, Hükümet ile ilgili bir dizi özel durum ve meseleyi gündeme getirmek için bir fırsattı. Bu tür konuları ve endişe verici durumları sürekli olarak takip etmeye devam edeceğim.

Bu uçsuz bucaksız ülkenin insan hakları durumunun tüm karmaşıklığını tek bir açıklamada özetlemeye çalışmam küstahça olur, ancak uzun uzadıya tartışabildiğimiz ana konuları vurgulamama izin verir.

Yoksulluğun azaltılması ve aşırı yoksulluğun ortadan kaldırılması, hedeflenen tarihten 10 yıl önce gerçekleşmesi, Çin'in muazzam başarılarıdır. Çin Genel sağlık hizmetlerinin ve neredeyse genel herkes için sayılabilecek düzeyde bir işsizlik sigortası sisteminin getirilmesi, sağlık hakkının ve daha geniş sosyal ve ekonomik hakların korunmasını sağlamada Çin uzun bir yol kat etmiştir. Çin'in hem yurtiçinde hem de uluslararası düzeyde çok taraflı BM 2030 Gündemi ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini destekleme çabaları da takdir edilmektedir. Cinsiyet eşitliğinin ve uygun coğrafi dağılımın geliştirilmesinin önemini vurguladık.

Yıllar boyunca, önemli yasal ve yargı reformları yapılmıştır. Cinsiyet eşitliği konusunda, kadın haklarının korunması için çeşitli iyileştirmeler getirmesi gereken Kadın Hak ve Menfaatlerinin Korunmasına Dair Kanun'un gözden geçirilmesini memnuniyetle karşılıyorum. 

Ayrıca, cinsel tacize ilişkin hükümler getiren son Medeni Kanun reformunun yanı sıra risk altındaki kadınları ve çocukları korumak için kısıtlamalar getiren aile içi şiddet karşıtı yasayı da takdir ediyorum. 

Tabii ki, her ülkede olduğu gibi, yasaları uygulama ve pratiğe geçirme kilit önemdedir, bu nedenle yetkililerin bu konuda uyanık olmaları ve kanunun pratikte nasıl uygulanacağına ilişkin endişelere yanıt vermeleri önemli olacaktır.

KADINLAR DAHA FAZLA ÖNE ÇIKMALI

Siyasi temsil alanında her düzeyinde daha fazla kadın görmek istiyorum ve ticari işletmeleri de tepede daha fazla kadın için koşulları yaratmaya teşvik ettim.

Çin'in, hukukun üstünlüğünü ve insan haklarına saygıyı güçlendirmeyle yakından ilgili olmasını ve kaliteli bir kalkınma sağlama amacını memnuniyetle karşılıyorum. 

Bu, Çin İnsan Hakları Eylem Planı ve diğer politika belgelerinde zaten formüle edilmiştir. Ekibim, ulusal kanun ve uygulamaların, özellikle kolluk kuvvetleri ve adli prosedürlerle ilgili olarak uluslararası insan hakları yasalarını ve standartlarını nasıl yansıtması gerektiği konusunda derinlemesine tartışmalar yaptı ve uzmanlığımızı Çin Hükümeti ve Çin yargısı ile paylaşmaya devam etmeyi dört gözle bekliyoruz.

Çin'in İnsan Hakları Eylem Planı'nda, idam cezalarının en üst yargı organı tarafından gözden geçirilmesi için daha katı prosedürlerin uygulanması ve ölüm cezası vakalarının bildirilmesi ve gözden geçirilmesi için daha sıkı bir mekanizmanın uygulanması konusundaki taahhüt vermesi de memnuniyetle karşılanmaktadır.

ÖLÜM CEZASI UYGULAMALARI DAHA GÜÇLÜ YASAL KONTROL ALTINA ALINMALI

Ölüm cezasına ilişkin verileri yayınlamak önemlidir ve umarım Çin, ölüm cezasının tümden kaldırılmasına yönelik gelişerek büyüyen uluslararası trende katılır.

Üst düzey yetkililerle yaptığım görüşmelerde her toplantıda sosyal ve ekonomik kalkınma, barış ve güvenlik temaları ortaya çıktı. Elbette kalkınma, barış ve güvenliğin sürdürülebilir olması için tüm ülkeleri kapsayıcı olması ve insan haklarının korunmasına dayanması gerekiyor.

Bir dizi BM insan hakları mekanizmasının terörizm ve radikalizmle mücadeleye yönelik yasalar ve politikalar ve bunların uygulanması konusundaki endişelerini paylaşıyorum.

Şiddet içeren aşırılık eylemleri, toplumu korumakla görevli olanlar da dahil olmak üzere mağdurların yaşamları üzerinde de korkunç ve ciddi olumsuz bir etkiye sahiptir. 

Ancak terörle mücadele önlemlerinin insan hakları ihlalleriyle sonuçlanmaması çok önemlidir. İlgili yasa ve politikaların uygulanması ve bireylere dayatılan her türlü zorunlu tedbir, yargı işlemlerinde daha fazla şeffaflık yolu ve bağımsız yargı denetimine tabi olmalıdır. Tüm mağdurlar tazminat talep edebilmelidir.

Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde, terörle mücadele ve radikalleşmeye karşı önlemlerin uygulanması ve bunların yaygın uygulamaları- özellikle Uygurların ve ağırlıklı olarak Müslüman olan diğer azınlıkların hakları üzerindeki etkileri- hakkında soru ve endişelerimi dile getirdim. 

Radikalleşmeye karşı iş edindirme ve eğitim okullarının (VETC) tam ölçeğini değerlendiremesem de bu eğitin programının işleyişine ilişkin bağımsız yargı denetimi eksikliğini, kolluk kuvvetlerinin şiddet içeren aşırılığa yönelik çabalarda getirilen 15 ölçüte uyup uymadığının denetlenmesi, kurumlarda güç kullanımı ve kötü muamele yapılması ve yasal dini ibadete karşı aşırı derecede ağır kısıtlamalar getirildiğine dair raporlar konusunda yetkililerle görüştüm. 

Ziyaretim sırasında Hükümet, Radikalleşmeye karşı iş edindirme ve eğitim okulları (VETC) sisteminin artık uygulamadan kaldırıldığı konusunda bana güvence verdi.

Çin'e gelmeden önce, şu anda yurtdışında yaşayan ve sevdikleriyle iletişimini kaybetmiş bazı Uygur ailelerinin taleplerini ilettim. Yetkililerle yaptığım görüşmelerde bu aileleri öncelikli olarak bilgilendirmek için önlem almalarını istedim.

Hukukçuların, insan hakları savunucularının ve diğerlerinin ulusal güvenlik çerçevesinde cezalandırılan meşru faaliyetlerine ilişkin BM insan hakları mekanizmaları konusunda endişelerini de paylaşıyorum. 

BM insan hakları organları, Yerleşik Gözetim sisteminin keyfi gözaltı oluşturduğunu tespit etti ve yürürlükten kaldırılması için çağrıda bulundu.

Çin'deki Sivil Toplum STK'larla olan etkileşimlerim de verimli geçti. Diğerlerinin yanı sıra cinsiyet eşitliğini, LGBTİ kişilerin, engellilerin ve yaşlıların haklarını ilerletmek için önemli çalışmalar yapılıyor.

Çin'in bir taban düzeyinde özerk yönetime katılımı geleneği var ve bunun ne kadar önemli olduğu çok çok açık. Sivil toplumun aktif olduğu anlamlı katılım ve savunuculuk yapabildiği alanın genişletilmesi, katılımın ve ifade özgürlüğünün güçlendirilmesi için çok önemlidir.

Tibet Özerk Bölgesi'nde, Tibetlilerin dilsel, dini ve kültürel kimliklerinin korunması ve Tibet halkının dini yaşamlarıyla ilgili kararlara tam ve özgürce katılmalarına ve diyalogun gerçekleşmesine izin verilmesi önemlidir. Tibet Özerk Bölgesi'ndeki eğitim politikalarını tartıştım ve çocukların aileleri veya toplulukları içinde kendi dil ve kültürlerini öğrenmelerinin önemini vurguladım.

Hong Kong Özel İdari Bölgesi, Pasifik bölgesinde insan hakları ve bağımsız medyanın önemli bir merkezi olarak uzun süredir saygı görüyor. 

Oradaki Hükümetin, Hong Kong'daki sivil toplum ve akademisyenlerin Hong Kong ve ötesinde insan haklarının desteklenmesine ve korunmasına katkıda bulunma konusundaki muazzam potansiyelini desteklemek ve kösteklememek için elinden gelen her şeyi yapması önemlidir. 

Avukatların, aktivistlerin, gazetecilerin ve diğerlerinin Ulusal Güvenlik Yasası kapsamında tutuklanması derin endişe vericidir. 

Hong Kong, Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'ne taraf bir birim olarak temmuz ayında BM İnsan Hakları Komitesi tarafından gözden geçirilecek.

Çin'i, 1998'de imzaladığı bu Sözleşmeyi yeniden onaylamaya çağırdım.

Çin'in zorla çalıştırmayla ilgili iki Uluslararası Çalışma Örgütü Sözleşmesi'ni (29 ve 105) yakın zamanda onaylaması, memnuniyetle karşılanacak ve çalışma hayatında temel ilke ve hakların korunması için önemli bir başlangıç ​​noktası olacaktır. 

Onaylamanın ötesinde, artık yalnızca iş koşulları teftişi ve yaptırımını değil, önleme ve durum tespitini de kapsayan geniş tabanlı bir sistem oluşturmak önemli olacaktır. İş dünyası, sendikalar, STK'lar ve medya dahil olmak üzere sivil toplum aktörleri de uyumu izlemek ve boşlukları vurgulamak için önemli bir role sahiptir. Çin'i ILO sendikası ile yapıcı bir şekilde ilişki kurmaya teşvik ettim.

Ayrıca Çin'in iş dünyasının temsilcileriyle de iletişime geçebildim ve Çin şirketlerinin ve sektörlerinin operasyonları ve tedarik zincirleri için insan hakları standartlarını benimsediğini görmemiz bizi cesaretlendirdi.

İklim değişikliği, barış ve güvenliğe yönelik tehditler ve küresel ekonomik sistemdeki istikrarsızlık dahil olmak üzere bugün dünyanın karşı karşıya olduğu birbiriyle kesişen birçok küresel kriz ve ayrıca COVID-19 pandemisinin etkisi göz önüne alındığında, Çin'in çok önemli bir rolü var. Çok taraflı ve bölgesel forumlarda kilit katkıda bulunan bir ülke.

Ulusal, bölgesel veya küresel düzeyde ilgili konuların tartışılması için yıllık bir üst düzey stratejik toplantı da dahil olmak üzere, BM İnsan Hakları Ofisi ile Çin Hükümeti arasında düzenli bir ilişki kurma konusunda anlaştık.

Ayrıca, Pekin ve Cenevre'deki toplantılar ve sanal toplantılar yoluyla Ofisim ve Hükümet arasında önemli değişimleri ve iş birliğini kolaylaştırmak için bir çalışma grubu kurmaya karar verdik. 

Bu ortak çalışma grubu, kalkınma, yoksulluğun azaltılması ve insan hakları, azınlık hakları, iş dünyası ve insan hakları, terörle mücadele ve insan hakları, dijital insan hakları alanı dahil ancak bunlarla sınırlı olmamak üzere belirli tematik alanlar hakkında bir dizi düzenli takip çalışması yapacaktır.

Bu, Ofisimin Çin ile bir dizi insan hakları konusunda sistemli katılımını sağlayacaktır. Ofisimiz ulusal düzeyde şubeler açmadığı için bu özellikle önemlidir. Çalışma grubu ayrıca, Hükümetin dikkatine sunmak ve bir dizi özel meseleyi gündeme getirmemiz için bir alan sağlayacaktır.

Hükümet ayrıca, Ofisten üst düzey yetkilileri gelecekte Çin'i ziyaret etmeye davet edeceğini de belirtti. Çin'de tanıştığım herkesle -bölgesel ve ulusal yetkililer, sivil toplum, akademisyenler, diplomatlar ve diğerleri- samimiyetle, herkes için insan haklarının geliştirilmesi ve korunması konusunda ilerleme kaydetmeye yönelik samimi bir istekle konuştum. Umarım bu değiş tokuşları anlamlı ve etkili bir şekilde ileriye taşımak için bu açık ve samimi yaklaşımı geliştirebiliriz.

Yorum Bırakınız

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir