Beşar Esad CGTN Röportajı

Suriye Lideri Esat Çin Ziyaretini Değerlendirdi ve Suriye'yle Alakalı Soruları Cevapladı

Suriye devlet başkanı Beşar Esad'ın Çin ziyareti sırasında CGTN'de Liderler Konuşuyor'a verdiği röportajı ve Editörün Notu'nu Türkçe'ye çevirdik. Röportajın orijinaline erişmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Editörün Notu: Suriye'de iç savaşın patlak verdiği 2011 yılından bu yana Batı'nın Suriye'ye yönelik yaptırımları devam ediyor. Savaş yüz binlerce insanın ölümüne ve milyonlarca insanın yerinden edilmesine neden oldu. Ülke eski ihtişamını nasıl geri kazanabilir ve savaş öncesi büyüme ve refaha nasıl dönebilir? Çin, Suriye ekonomisinin canlanmasına ve kalkınmasına nasıl yardımcı olabilir? Liderler Konuşuyor'un bu bölümünde CMG'den Zou Yun, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile bir araya gelerek ülkenin yeniden inşası ve uluslararası arenaya dönüşü üzerine konuştu. Esad Çin ziyareti sırasında Hangzhou Asya Oyunları'nın açılış törenine katıldı. Ayrıca Batı yaptırımları altında on yılı aşkın süredir devam eden diplomatik izolasyona son vermek amacıyla Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile görüşmelerde bulundu. İki devlet başkanı birlikte Çin-Suriye stratejik ortaklığının kurulduğunu duyurdu. Xi'nin küresel girişimlerine ve Kuşak ve Yol Girişimi'ne umut bağlayan Esad, Çin'in yeni bir tür uluslararası ilişki çağrısında bulunduğunu ve hegemonyayı reddettiğini söyledi. Ayrıca Çin halkını vatanseverlikleri ve kültürel güvenleri için takdir ediyor.


Zou Yun:

Sayın Başkan, CMG ile bu özel röportajı kabul ettiğiniz için teşekkürler ve Çin'e hoş geldiniz. Siz ve eşiniz Çin'i en son 2004 yılında, yani yaklaşık 20 yıl önce ziyaret etmiştiniz. Bu kadar uzun bir aradan sonra tekrar Çin'e gelmek nasıl hissettirdi? Çin'de gözlemlediğiniz en büyük değişimin ne olduğunu düşünüyorsunuz?

Başkan Beşar Esad:

Öncelikle bugün benimle röportaj yaptığınız için teşekkür ederim. Çin'e yaptığım ziyaretten söz açılmışken, bu ziyareti en son 19 yıl önce gerçekleştirmiştim. Bu süre zarfında Çin önemli gelişme kaydetti. O zaman ile şimdi arasında bir karşılaştırma yapmamı isterseniz, Çin'in artık eskisi gibi olmadığını söyleyebilirim. Çin bir zamanlar "dünyanın fabrikası" ya da "dünyanın mamul mallar fabrikası" olarak adlandırılıyordu, ancak şimdilerde Çin'in "dünyanın inovasyon merkezi" olduğunu söyleyebiliriz.

Bu, Çin'in dönüşümünün bir yönüdür. Aynı zamanda Çin halkının son derece vatansever ve ülkesiyle gurur duyan bir halk olduğu da iyi bilinmektedir. Bu gurur Çin'in elde ettiği bir dizi kalkınma başarısından kaynaklanmaktadır. Söylemek istediğim şey, gelişim ve değişim önemli olmakla birlikte, Çin'in değişmeden muhafaza ettiği şeylerin daha da değerli olduğudur. Yani gelişim ve değişimin getirebileceği yan etkilere rağmen Çin kültürü değişmemiş, Çin halkının ülkesiyle, toplumuyla, gelenek ve görenekleriyle özdeşleşme biçimi değişmemiştir. Bu en büyük başarıdır.

Birçok ülke ekonomik ve diğer alanlarda kalkınmayı başarabilir, ancak halkın kimlik duygusunu uzun süre muhafaza etmek zordur. Bugün Çin halkının ulusal kimlik duygusu 20 yıl öncesinden farklı değil.

Zou Yun:

Siz ve eşiniz Asya Oyunları'nın açılış törenine de katıldınız. Suriye delegasyonu sahaya girdiğinde çok coşkulu ve heyecanlı bir ortam vardı. Suriye heyetinin sahaya girişindeki ortamı gösteren bir videoyu sizlerle paylaşmak istiyorum.

Çok canlı bir ortamdı. İnsanlar tezahürat yapıyordu ve aynı zamanda saha dışında, Çin sosyal medyasında da bu ortam viral oldu ve birçok Çinli ağdaş(netizen) yorum bıraktı. Yorumların çoğunu okudum ve çok dokunaklı buldum. Bunlardan birkaçını sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bir ağdaş şöyle yazdı: "Harabelerde bile yıldızlara bakmalısınız."
Bir başkası ise şöyle dedi: "Suriye'nin dünyaya gösterdiği şey sadece yıkım değil, aynı zamanda sonsuz canlılık ve enerjidir."
Bir başka ağdaş ise "Lütfen Şam'ın her yerinde güller açsın ve insanların terk edilmişlikte bile yüksekleri hedeflediği bu topraklarda barış ve sevgi kalsın" diye yazdı.

Sayın Başkan, internet kullanıcılarının yorumlarını ve sizin ve eşinizin olay yerinde yaşadıklarınızı duyduktan sonra, Çinli seyircilere ve internet kullanıcılarına bir şeyler söylemek ister misiniz?

Başkan Beşar Esad:   

O sahneyi çok net hatırlıyorum ve gerçekten çok dokunaklıydı. Çinli seyirciler, Suriye heyetinin girişini içten gelen bir coşkuyla ve önceden bir hazırlık olmadan alkışlamışlardı. Çin halkının sıcaklığını hissedebiliyordum. Bazen mesafenin insanları yabancılaştırdığını hissederiz, ancak o an Suriyeli ve Çinli insanlar arasındaki yakınlığı gerçekten hissetmemi sağladı.

Çinli internet kullanıcılarından gelen yorumlara gelince, kendilerine gösterdikleri yakın ilgi ve sıcak yorumları için teşekkür etmek istiyorum. Çin ve Suriye arasındaki ilişkiyi eski zamanlardan günümüze kadar çok iyi biliyorlar ve Suriye'de neler olup bittiğinin farkındalar. Açılış törenindeki izleyicilerin coşkusunun, Çin'in büyüklüğünü ve alçakgönüllülüğünü sergileyen sosyal medyadaki ağdaşların coşkusu tarafından yansıtıldığını söylemek isterim.

Zou Yun:

Hangzhou'da bulunduğunuz sırada Başkan Xi sizinle tarihi bir görüşme gerçekleştirdi. İki devlet başkanı birlikte Çin-Suriye Stratejik Ortaklığı'nın kurulduğunu açıkladı. Stratejik ortaklık tanımını nasıl anlıyorsunuz ve iki ülke arasındaki iş birliğinin hangi özel alanlarda daha da gelişmesini bekliyorsunuz?

Başkan Beşar Esad:   

Çin artık büyük bir dünya gücüdür ve uluslararası sahnede çok önemli bir rol oynamaktadır. Ortaklık konusunda ise, Çin yeni bir tür uluslararası ilişki çağrısında bulunmakta ve hegemonyayı reddetmektedir. Küçük bir ülke olan Suriye'nin stratejik ortaklığa ve uluslararası ilişkilere katılıma acil ihtiyacı vardır. İster BM Güvenlik Konseyi'nde ya da diğer uluslararası forumlarda olsun, Çin her zaman siyasi olarak Suriye'nin yanında yer almış ve ilgili konularda çok net bir tutum sergilemiştir. Mevcut uluslararası durumda iki ülkenin daha geniş diyaloglara girmesi gerekmektedir.

Buna ek olarak bir de ekonomi ve kalkınma boyutu var. Suriye şu anda sert ekonomik gerçeklerle karşı karşıya. Suriye halkı Batılı ülkelerin yaptıkları nedeniyle açlık çekiyor. Bunlar Çin yönetimi ile yaptığımız görüşmelerde derinlemesine ele aldığımız konulardı. Çin, Suriye halkının acılarını hafifletmeye yardımcı olmak amacıyla Suriye'ye insani yardım sağlamıştır.

Bu ziyaretin ardından Şam'a döndüğümde bahsettiğim alanlarda bir dizi toplantı ve görüşme gerçekleştirecek, uygulama mekanizmalarını belirleyecek ve somut projelerin hayata geçirilmesini kolaylaştıracağız.

Zou Yun:

Başkan Xi ile görüşmeniz sırasında, Çin'in durmak bilmeyen çabalarıyla kendine özgü Çin Özelliklerine Sahip Sosyalizm yolunu açtığını da belirttiniz. Suriye'de Çin'in kalkınma deneyiminden nasıl dersler çıkarılabileceğine dair bazı tartışmalar olduğunu fark ettik. Sayın Başkan, Çin'in modernleşme yolunun Suriye'nin gelecekteki yeniden inşası ve kalkınması için ne tür bir ilham kaynağı olduğunu düşünüyorsunuz?

Başkan Beşar Esad:   

İkili iş birliği projelerini ilerletmeli ve Suriye ile Çin arasında ekonomik ve endüstriyel alanlarda deneyim alışverişini teşvik etmeliyiz.

İlk olarak, Çin'in kalkınma koşulları bir zamanlar diğer üçüncü dünya ülkeleriyle çok benzerdi; ikincisi, sosyal kalkınma ve değerler tüm kalkınma sürecinde temel bir rol oynamaktadır ve teknolojik gelişim sosyal kalkınmadan ayrı tutulamaz.

Dolayısıyla Çin'in deneyimlerinden faydalanabileceğimiz pek çok alan var ancak aynı ilhamı Batı'dan alamayız. Biz ve bölgedeki diğer ülkeler bir zamanlar Batı'nın kalkınma deneyiminden bir şeyler öğrenmeye çalıştık, ancak bu girişimler başarısız oldu ve hatta ters etki yarattı.

Zou Yun:

Geçtiğimiz Ocak ayında Suriye, Kuşak ve Yol Girişimi'ne katılacağını açıkladı. Bildiğimiz gibi Suriye tarihi İpek Yolu üzerindeki kilit ülkelerden biriydi. Kadim İpek Yolu'ndan Kuşak ve Yol Girişimi'nin 10. yıldönümüne uzanan bu sürecin dünyanın gelişimi açısından önemini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Başkan Beşar Esad:   

Başkan Xi Jinping tarafından önerilen Kuşak ve Yol Girişimi, ortaya koyduğu Küresel Kalkınma Girişimi, Küresel Güvenlik Girişimi ve Küresel Medeniyet Girişimi ile büyük ölçüde tamamlayıcı niteliktedir.

Güvenlik kalkınma için vazgeçilmezdir ve ülkeler arasındaki medeniyet, ahlak ve kültür bağları kalkınma ve güvenlik ile sürdürülebilir.

Bir ülkenin kendi kalkınmasını gerçekleştirmesi, diğer ülkelerin ulusal kimliklerinin yok edilmesi anlamına gelmez. Kuşak ve Yol Girişimi sadece bir Çin girişimi değil, aynı zamanda küresel bir girişimdir. Kuşak ve Yol Girişimi uygulama aşamasındadır ve uluslararası kuruluşların iş birliğini gerektirmektedir.

Bu girişimin dünya çapında uygulanmasını teşvik etmek için birçok girişim ve uluslararası kuruluş birbiriyle bağlantı çalışmaktadır.

Zou Yun:

Suriye'nin eskiden Orta Doğu'nun en zengin ve istikrarlı ülkelerinden biri olduğunu biliyoruz. Pek çok Çinlinin bildiği bir Arap atasözü vardır: "Eğer cennet yeryüzündeyse, o zaman orası Şam olmalı".[1] Ancak on yılı aşkın bir süredir devam eden savaşın ardından Suriye sadece çatışmalar ve ekonomik durgunluk nedeniyle hırpalanmakla kalmadı, tam bir yıkıma sahne oldu. Daha da önemlisi, oradaki insanlar birçok kayıp ve travma yaşadı. Suriye'deki mevcut durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? En temel soru şu: savaş bitti mi?

Başkan Beşar Esad:   

Savaş bitmedi. Hâlâ savaşın ortasındayız. Ama şunu söyleyebilirim ki Suriye coğrafi konumu nedeniyle çok eski zamanlardan beri istilalara açık bir ülke olmuştur. İstilacılar her geldiğinde şehirler yıkıldı. Bu Suriye için her zaman böyle olmuştur ve her yıkımdan sonra Suriye yeniden inşa edilmiştir. Dolayısıyla savaş durduğunda ve yaptırımlar sona erdiğinde, Suriye halkı ülkelerini kesinlikle yeniden inşa edebilecektir.

Sorun, savaşın potansiyel sosyal etkisidir. Fiziksel yıkım yeniden inşa yoluyla çözülebilir, ancak değerler ve kültür bir kez kaybedildiğinde sonsuza dek yok olurlar.

'Bugün bu savaşta iki potansiyel tehlike var. Biri ABD'nin başını çektiği batılı neoliberalizm, diğeri ise aşırıcılık. Tüm ülkeler bu iki tehditle karşı karşıyadır. Farklı gibi görünebilirler ama aslında aynıdırlar. Şu anki odak noktamız değerlerimizi ya da ulusal kimlik duygusunu korumaktır çünkü bunu yapmak toplumumuzu ve ülkemizi yeniden inşa etmemize yardımcı olacaktır. Ulusal kimlik duygusu kaybolursa, insanların kalpleri vatanlarından uzaklaşacak ve kimse ülkesini savunmaya ya da topluma hizmet etmeye istekli olmayacaktır. İşte asıl zorluk budur.

Zou Yun:

Sayın Başkan, bu, Suriye'nin sorunlarının çözümünde önünüzdeki en büyük engelin dış müdahaleler olduğu anlamına mı geliyor?

Başkan Beşar Esad:   

Evet, dış güçler gerçekten de büyük bir engel. Eğer tüm dış müdahaleleri ortadan kaldırabilirsek, Suriye'nin sorunları her ne kadar karmaşık olsa da  tüm bu sorunlar yıllar değil aylar içinde çözülecektir. Gerçek budur.

Zou Yun:

Sayın Başkan, Suriye'de ciddi bir elektrik sıkıntısı yaşandığını ve bu soruna yol açan temel faktörlerden birinin de yakıt eksikliği olduğunu fark ettik. Ancak aslında Suriye'nin petrol ve gaz kaynakları bakımından çok zengin olduğunu ve Haseke ve Deyrizor'da çok sayıda petrol sahası bulunduğunu biliyoruz. Bu sorun ile ABD güçlerinin petrol çalması arasında doğrudan bir ilişki var mı?

Başkan Beşar Esad:   

Evet. Kuzeydoğu Suriye'de teröristlerin kontrol ettiği tüm petrol kuyularının arkasında ABD var. Yani bu sadece bir hırsızlık sorunu değil, aynı zamanda teröristlerle iş birliği içinde ve yasadışı kazançları paylaşıyorlar. Bu da küresel süper gücün teröristlerle iş birliği yaptığı anlamına geliyor ve Suriye'deki gerçek de bu. Sonuç olarak, o bölgedeki petrol kaynaklarını ve buğday üreten ana bölgeleri kaybettik. Unutmayın ki biz aslında buğday ihraç eden bir ülkeydik ama şu anda buğday üretimimiz çok düşük. Ayrıca elektrik sıkıntısı da yaşıyoruz. İnsanlar elektrik olmadan nasıl yaşayabilir? Şu anda hayatımızı sürdürebilmek için çok az elektriğimiz var ama bu yeterli değil.

Zou Yun:

Az önce savaşın henüz bitmediğini söylediniz. Suriye'deki mevcut durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Başkan Beşar Esad:   

Hepimizin çok iyi bildiği gibi mevcut durum kesinlikle iyi değil. Suriye'deki durum korkunç çünkü ciddi geçim sorunlarıyla karşı karşıyayız. Ağırlıklı olarak ekonomik alanda mücadele veriyoruz. Geçmişte Suriyeliler çeşitli ülkelerden insanlarla temaslarını sürdürüyor, ticari, kültürel ve diğer alışverişlerde bulunuyorlardı. Bu tür bir etkileşim ulusal refah için çok önemliydi.

Ama şimdi Batı Suriyelilerin boğazına yapışmış durumda. Yine de aklımız başımızdan gitmiş değil ve ziyaretimin ana nedenlerinden biri de bu. Burada dost ülkelerden önemli ve gerekli desteği alıyoruz. Bu destek illaki insani yardım şeklinde değil, Suriye halkının başkalarıyla iletişim ve etkileşim kurması için kapıların açılması şeklinde de gerçekleşiyor. Suriyeliler çok eski zamanlardan beri vatanlarını yeniden inşa etme, katılım ve iş birliği yoluyla refaha ulaşma becerisine sahipler. Biz bu kabiliyetimizi kaybetmedik. Bu ekonomik, siyasi ve kültürel ilişkiler bize kapılar açabilir ve yeniden başlamamızı sağlayabilir.

Zou Yun:

Az önce de söylediğiniz gibi, ülkenin yeniden inşası muhtemelen Suriye halkının en büyük isteklerinden biri. Ülkenin yeniden inşası için nasıl bir planınız ve bakış açınız var?

Başkan Beşar Esad:   

Suriye yeniden inşa edilirse parlak bir geleceği olacaktır. Varsayımlar, umutlar ya da beklentiler hakkında konuşmak istemiyorum. Bunun yerine Suriye'nin savaştan önceki durumundan bahsetmek istiyorum. O dönemde Suriye %7'ye yakın bir oranla ekonomik büyümenin en hızlı aşamasındaydı. Bu, sınırlı güce sahip bir ülke için yüksek bir ekonomik büyüme oranıdır. O dönemde hiç borcumuz yoktu. Borç aldıktan sonra hızlı bir şekilde geri ödeme kabiliyetine sahiptik. Bol miktarda buğdayımız vardı ve bunu birçok ülkeye ihraç ediyorduk. Meyve ve sebze de ihraç ediyorduk. Savaşın ilk dönemlerinde sanayimizi geliştiriyorduk. Bu yüzden büyük bir güvenle söyleyebilirim ki savaş sona erse ve Suriye yeniden inşa edilse, savaş öncesinden daha iyi durumda olurdu.

Zou Yun:

Üniversitede tıp eğitimi aldığınızı ve göz doktoru olarak çalıştığınızı biliyorum. Peki Suriye'nin yeniden inşası ve kalkınmasında karşılaşabileceği zorluklar ve engeller için nasıl bir reçete sunmak istersiniz?

Başkan Beşar Esad:   

Şu anda savaş ve ablukanın neden olduğu iç zorluklarla karşı karşıyayız. Aynı zamanda dünya ekonomisindeki değişikliklerin getirdiği dış zorluklarla da karşı karşıyayız. COVID-19 salgını ve Rusya-Ukrayna çatışması nedeniyle fiyatlar yükseliyor. Güçlenen dolar ve Fed'in faiz artırımları tüm ülkelerin durumunu daha da kötüleştiriyor. Mevcut rahatsızlığın en temel "tedavisi" "geçiştir" – sadece Suriye için değil, dünyadaki tüm ülkeler için. Tüm ülkeler dolar ticaretinden diğer para birimleriyle ticarete geçiş yapmalıdır. Tercih edilen alternatif para birimi de renminbi olabilir.

Zou Yun:

Başkan Esad, sanırım siz de bu bahar Orta Doğu'da yaşanan "uzlaşma dalgasını" fark etmişsinizdir. Suriye'nin Arap Birliği'ne geri dönmesinin yanı sıra Suudi Arabistan ve İran, Çin'in arabuluculuğunda diplomatik ilişkilerin yeniden kurulduğunu açıkladı. Hepimizin bildiği gibi Orta Doğu güvenlik açısından tartışmasız en karmaşık bölgelerden biri. Çin'in Orta Doğu'da barış ve istikrarın desteklenmesindeki rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Başkan Beşar Esad:   

Suudi Arabistan-İran yakınlaşması çok büyük bir başarıdır ve beklenmedik bir gelişmeydi. Bu harika bir sürpriz oldu. İki ülke arasındaki anlaşmazlık Arap bölgesinde 40 yılı aşkın bir süredir devam ediyordu ki bu da Batı'nın, özellikle de ABD'nin diplomatik stratejisinin tipik bir sonucudur. ABD, çeşitli ülkeler arasında bölünmeler yaratma ve ardından kendi çıkarları için onlara şantaj yapma eğilimindedir. Bunun bedelini kim ödüyor? Elbette bu ülkeler ve içinde bulundukları bölge.

Bu gelişmenin önemi Suudiler ve İranlılar arasındaki uzlaşmayla sınırlı değil. Bu, iki rakibin el sıkışıp barışması kadar basit değil. Bu aslında bölgeye istikrar getirmekle ilgili ve bu da Orta Doğu'da hepimizi olumlu yönde etkileyecek. On yıllardır Suudi-İran çatışmasının bedelini ödüyoruz. Bugün nihayet rahat bir nefes alabiliyoruz.

Bu arada uzlaşmayı ilan eden de Çin oldu. Bu da Çin'in boş vaatlerde bulunmayarak yarar sağlayıcı bir politika benimsediği anlamına geliyor. Batı'nın aksine Çin içi boş propaganda yapmıyor. Somut siyasi adımlar atıyor ve elle tutulur sonuçlar elde ediyor.

Zou Yun:

Bu bağlamda, Başkan Xi tarafından önerilen Küresel Kalkınma Girişimi, Küresel Güvenlik Girişimi ve Küresel Medeniyet Girişimi'nin önemi sizce nedir?

Başkan Beşar Esad:   

Çin'in siyasi bir rol oynamaya devam edeceğini ve gördüğümüz gibi giderek daha büyük bir rol oynayacağını umuyoruz. Böyle bir siyasi rol, Başkan Xi tarafından ortaya konan Küresel Güvenlik Girişimi de dahil olmak üzere girişimlerle ayrılmaz bir şekilde bağlantılıdır çünkü bu girişimler istikrar getirmektedir. Bu girişimleri yeni dünya için yol gösterici ilkeler olarak görüyoruz.

Şu anda eski dünyadan yeni dünyaya geçiş döneminde yaşıyoruz. Bahsettiğim eski dünya, son birkaç bin yılın dünyası değil, on beşinci yüzyılda Amerika'nın keşfiyle başlayan sömürgecilik döneminin başlangıcından bu yana var olan dünya. O zamandan günümüze kadar dünya sömürgeleştirmeye, kıyıma ve sömürüye tanık oldu.

Bu girişimler ne anlama geliyor? Günümüz dünyasının siyasetinin artık eski zararlı "senin kaybın benim kazancımdır" geleneğini takip etmediği ve artık öldürme ve işgal etrafında dönmediği anlamına geliyor. Bunun yerine, yeni bir tür siyasi paradigmanın ortaya çıktığını görüyoruz. Ahlaki ilkelere, iş birliğine ve karşılıklı faydaya dayalı bir siyasi çerçeve oluşturmamız gerekiyor. Bu nedenle bu girişimlerin yeni dünya için iyi ilkeler sunduğunu ve eski dünyanın değiştirilmesine katkıda bulunacağını söylüyorum.

Zou Yun:

Geçtiğimiz yıllar boyunca ülkeniz ölüm kalım anları yaşadı ve siz de kişisel olarak birçok dibe vuruş ve karanlık an yaşadınız. Başkan olduğunuz 34 yaşından bugüne kadar en büyük zihinsel desteğiniz ne oldu?

Başkan Beşar Esad:   

En büyük zihinsel destek, zengin ve güçlü ülkeler size karşı olduğunda, halkınızın hala sizi desteklemesidir. Halkınızın desteğine sahip değilseniz ve bu tür (dış) koşullarla karşı karşıyaysanız, ister askeri bir çatışma isterse bugün karşı karşıya olduğumuz ekonomik sürtüşme olsun, savaşmaya devam edecek gücü bulmanızın hiçbir yolu yoktur. Siyasi düzeyde ihtiyacınız olan destek budur.

Kişisel ya da ailevi düzeyde ise, ailemiz kaya gibi sağlam, ülkesine sadık ve tüm zorlukların üstesinden gelmeye kararlı bir şekilde bir arada duruyor. Yol boyunca beni motive eden şeyler de bunlar oldu.

Zou Yun:

Babanızın siz büyürken çok katı olduğunu fark ettim. Çocukların eğitimi konusunda çok katıydı. Bu tür bir yetiştirilme tarzının sizin üzerinizde nasıl bir etkisi oldu? Şimdi bir baba olarak üç çocuğunuzla ilgilenirken eğitim felsefeniz nedir?

Başkan Beşar Esad:   

Genel olarak Suriyeliler açık fikirlidir. Bu, bazı insanların düşündüğünün tam tersi olabilir. Tarihimiz açık fikirli bir toplum yaratmıştır. Bir yerde birden fazla medeniyet bir arada yaşıyorsa, oradaki insanların açık fikirli olması kaçınılmazdır.

Bizim ailemiz de diğer Suriyeli ailelerle aynı ortamda yaşıyor. Ama benim ailemle olan ilişkim çocuklarımla olan ilişkimden farklı, çünkü dünya değişti. Ailemin zamanında, ben küçükken sosyal medya yoktu, uydu televizyonu bile yoktu. Suriye vatandaşlarının kültürü, düşünceleri ve kişilikleri yabancı etkilere maruz kalması çok sınırlıydı. O zamanlar bu kadar çok risk yoktu ama şimdi her şey tamamen farklı. Bu nedenle çocuklarımı, Batı'nın bireyci değerlerinden ziyade kolektivist değerlerle şekillendirmeye odaklanarak eğitiyorum.

Benim için ulusun değerleri her şeyden önce gelir. Bir yandan kendi ulusal kimliğimizi korurken bir yandan da ilerlemeli ve diğer medeniyetlerle etkileşim içinde olmalıyız. Bugün büyükler olarak çocuklarımızı eğitirken karşılaştığımız zorluğun bu olduğunu düşünüyorum.

Zou Yun:

En küçük oğlunuzun Çince öğrendiğini duydum. Bu doğru mu?

Başkan Beşar Esad:   

Evet, yaklaşık yedi sekiz yıl önce, savaşın başında Çince öğrenmişti. Çok temel bir Çinceydi, derinlemesine bir çalışma yoktu. Çince öğrenmek kendi kararıydı. Onun istediği sadece bir dil öğrenmek değil, aynı zamanda Çin kültürünü anlamaktı.

Zou Yun:

Röportajı tamamlamak üzereyiz ve Çin ziyaretiniz yarın (26 Eylül) sona erecek. Bu seyahatten en büyük kazancınız ne oldu? Çin ziyaretinizi nasıl tasvir edersiniz?

Başkan Beşar Esad:   

Çin'in son on yılda oynadığı büyük rolden, ekonomik kalkınmasından, siyasi ve kalkınma girişimlerinden ve Başkan Xi Jinping'in oynadığı rolden faydalandığımızı hissediyorum. Tüm bunlar ziyaretimizin verimli geçmesini sağladı. Her anlamda gerçekten başarılı ve faydalı bir ziyaret olduğunu düşünüyorum.

Zou Yun:

Sayın Başkan, bu röportaj için ve deneyimlerinizi, duygularınızı ve görüşlerinizi bizimle paylaştığınız için çok teşekkür ederiz. Biz de en kısa sürede Şam'da yeniden güllerin açmasını ve Suriye'de sevgi ve barışın kalıcı olmasını diliyoruz. Teşekkür ederiz.

Başkan Beşar Esad:   

Bana kanalınız ve programınız aracılığıyla Çin halkına hitap etme fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim. Çin halkını son on yıllardaki başarılarından dolayı tebrik etmek isterim. Çin halkı büyük bir halk olduğunu kanıtlamıştır. Bu sadece bir övgü değil, gerçektir. Çin'e ulusal vizyonunu gerçekleştirme yolunda başarılar diliyorum ve uluslararası alanda Çin'in vizyonu bugün dünyadaki pek çok ülkenin de vizyonudur. Röportaj için teşekkür ederim.

Röportajın orijinaline erişmek için buraya tıklayabilirsiniz.


[1] İbn Battuta seyahatnamesinde şöyle demiştir: "Cennet yeryüzünde ise kuşkusuz Dımaşk'tır (Şam). Eğer gökte ise bu şehir onunla yarışır, hatta güzellikte ona eştir!"

Yorum Bırakınız

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir